Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Özgür Düşünce Ortamı-2
Tartışırken iddiaya güç kazandırmak için otoriter davranışa ağırlık verilmemelidir. Çünkü öğretmek iddiasında olanların otoriter davranışları, öğrenmek isteyenlerin öğrenmelerini engelleyen bir ortam yaratır. Öğrenmek isteyenlerin bu duruma düşürülmesi, onları kendi yargılarını kullanmaktan alıkoyar ve üstat olarak karşılarında bulunan kişinin her sözünü sorunu çözümleyici bir yargı olarak kabul ederler.
Sayfa 209Kitabı okudu
Bu müridcilik için belki olabilir , ama çok sert bir yargı be adamim ...
Bugün kendisinde dini duygular olmasına izin veren kişi, onun gelişmesini sağlar: başka türlü davranamaz. Sonra zamanla doğası değişir: bağımlılık yaratanı veya dinsel olana yakını yeğler, tüm yargı ve duyumsama ortamı bulutlanır, üstüne dini gölgeler düşer. Duygu dinginliğini yitirir: dikkatli olun!
Reklam
Ödül sadece ilişkilere değil, bireylere de zarar veriyor.Mutluluğun özünde kabul görmek var. Kabul gören insanlar mutlu oluyor . Rekabet ve ödül ortamında kaybedenler, kabul görmedikleri için mutsuz oluyor. Özgüvenleri sarsılıyor . Bu durumda kabul görmek için farklı yollar seçiyor. Bu yollar da bazen bireye daha çok zarar veriyor. Bazıları da kabul görmedikleri için çekingen ve utangaç bir kişilik geliştiriyor. Kazananlar açısından da durum sıkıntılı. Onlar da başarılarıyla kabul gördükleri için, özgüvenleri kırılgan oluyor. Gerçek sevgi bireyi sever, yapay sevgi davranışları sever. Başarılı olan çocuk, başarısıyla (davranış) kabul gördüğünü düşündüğü için kendisini değersiz hissediyor. Kabulünü sürdürmek için sürekli başarılı olmak istiyor. Sürdürülebilir bir mutluluk kaynağı olmuyor. Ödül ortamı yargı ortamına dönüştürür ve bu ortamda herkes endişeli ve kaygılıdır. Özellikle aileler çocuklarını karşılaştırarak, onları değersiz hissettirir. Bir çocuğun başarısıyla veya davranışıyla sevmek, yapay sevgidir, kimliğiyle sevmek ise gerçek.
Sayfa 145Kitabı okudu
Rekabet ve ödül de bir yargı ortamı yaratır ve kişi kazansa da, kaybetse de kendisini değersiz hisseder. Kaybedince, ödüle ulaşamadığı, kazanınca da kendi özbenliğiyle değil de davranışlarıyla kabul gördüğü için değersiz hisseder
Sayfa 143Kitabı okudu
Din Felsefesi & E. Goodman Dinî inancın ve inançsızlığın imkânları teorik olarak sonsuzdur ve dinî söylem ve tecrübelerin milletten millete, çağdan çağa gösterdiği değişikliklerdeki çeşitlilik, neredeyse bu imkânların sınırını aşacak kadar çok görünmektedir. Aynı inanca sahip, inançlarından kaynaklanan fikirlere en bağlı dindarlar arasında bile, her noktada uzlaşan iki insan, çok nadiren bulunabilir. Dinde açıkça görülen bu çeşitlilik karşısında zihin, görünüşte olmasa bile kavramda, görünür derecede farklı fenomenleri birbirine bağlayan temel bir birlik arayışına girmiştir. Bu tür ihtilâfların verimli bir şekilde sürdürülmesi ile insanların 'Tanrı'ya yaklaşımlarının farklı olduğu; ama hepsindeki motivasyonun gerçeğe ulaşma olduğunun farkına varılacak, böylece de bir müsamaha ortamı doğacaktır. Sadece yaşayarak ve başkalarının da yaşamasına izin vererek değil, onların inançlarını anlamak için faal bir arayışa girmek ve ön yargı, hurâfe ve ahlâkî gevşekliklerden kaçınmayı, başkalarının dinine sanki kendi diniymiş gibi davranmayı prensip edinmek... işte entelekteûl müsâmaha budur.
Sayfa 163 - İnsan yayınlarıKitabı okudu
Rekabet aynı zamanda yargı ortamı da yaratır. Çocuk, kendi dışındaki bir ölçüte göre sürekli yargılanır. Yargı da kabul görmeyi engellediği için mutsuzluk kaynağıdır. Boşanmış çiftleri inceleyen JohnGottman keşfediyor ki boşanmanın dört ana sebebinden biri eleştiri. Eleştirmek ne demek? "Ben seni olduğun gibi kabul etmiyorum" demek. Yargının olduğu yerde, sevgi olmaz. Çünkü sevginin özünde koşulsuz kabul vardır. Örneğin, denizi seviyorum dediğinizde, denizi değiştirmek hiç aklınızın ucundan geçmez. "Allah kahretsin birazcık daha mavi olsaydı" demezseniz. Ama çocuk için bunları kullandığınız an, yani yargıladığınız an, koşullu sevgi başlar. Yargı, koşul koyar. Rekabet ve ödül de bir yargı ortamı yaratır ve kişi kazansa da, kaybetse de kendisini değersiz hisseder. Kaybedince,ödüle ulaşamadığı, kazanınca da kendi özbenliğiyle değil de davranışlarıyla kabul gördüğü için değersiz hisseder.
Sayfa 143 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Reklam
Rekabet yargı ortamı yaratır. Çocuk, kendi dışındaki bir ölçüte göre sürekli yargılanır. Yargı da kabul görmeyi engellediği için mutsuzluk kaynağıdır.
• Ödül ortamı yargı ortamına dönüştürür ve bu ortamda herkes endişeli ve kaygılıdır. • Özellikle aileler çocuklarını karşılaştırarak, onları değersiz hissettirir. Bir çocuğu başarısıyla veya davranışıyla sevmek yapay sevgidir, kimliğiyle sevmek ise gerçek.
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.