Yargı ortamı
Eleştirmek ne demek? “Ben seni olduğun gibi kabul etmiyorum” demek. Yargı olduğu yerde, sevgi olmaz. Çünkü sevginin özünde koşulsuz kabul vardır.
Sayfa 143Kitabı okudu
(5) Luria'nın söyleşi yaptığı okuryazar olmayan kişiler, kendilerini tahlilde de zorluk çekmiştir. Kişinin için, duruma göre düşünme biçiminin yıkılması gerekir. Benliği çepeçevre saran ve her kişinin etrafında dönen tüm yaşantı evreninden benliğin yalıtılması; benliğin tahlili ve tarifi için, merkez olan benliğin söz konusu durumun merkezi
Sayfa 71 - Metis yayınları
Reklam
"Yargının olduğu yerde, sevgi olmaz. Çünkü sevginin özünde koşulsuz kabul vardır. Örneğin, denizi seviyorum dediğinizde, denizi değiştirmek hiç aklınızın ucundan geçmez. "Allah kahretsin birazcık daha mavi olsaydı" demezsiniz. Ama çocuk için bunları kullandığınız an, yani yargıladığınız an, koşullu sevgi başlar. Yargı, koşul koyar. Rekabet ve ödül de bir yargı ortamı yaratır ve kişi kazansa da kaybetse de kendisini değersiz hisseder. Kaybedince, ödüle ulaşamadığı, kazanınca da kendi özbenliğiyle değil de davranışlarıyla kabul gördüğü için değersiz hisseder."
dini inancın ve inançsızlığın imkânları teorik olarak sonsuzdur ve dinî söylem ve tecrübelerin milletten millete, çağdan çağa gösterdiği değişikliklerdeki çeşitlilik, neredeyse bu imkânların sınırını aşacak kadar çok görünmektedir. aynı inanca sahip, inançlarından kaynaklanan fikirlere en bağlı dindarlar arasında bile, her noktada uzlaşan iki insan, çok nadiren bulunabilir. dinde açıkça görülen bu çeşitlilik karşısında zihin, görünüşte olmasa bile kavramda, görünür derecede farklı fenomenleri birbirine bağlayan temel bir birlik arayışına girmiştir. bu tür ihtilafların verimli bir şekilde sürdürülmesi ile insanların tanrı'ya yaklaşımlarının farklı olduğu; ama hepsindeki motivasyonun gerçeğe ulaşma olduğunun farkına varılacak, böylece de bir müsamaha ortamı doğacaktır. sadece yaşayarak ve başkalarının da yaşamasına izin vererek değil, onların inançlarını anlamak için faal bir arayışa girmek ve ön yargı, hurafe ve ahlâkî gevşekliklerden kaçınmayı, başkalarının dinine sanki kendi diniymiş gibi davranmayı prensip edinmek... işte entelektüel müsamaha budur.
Üç beş kişinin bir araya geldiği her sohbet ortamı “Siyasal Bilgiler tartışma kulübü aylık toplantısı” tadında. Sohbet yargı reformundan giriyor, seçimden çıkıyor. Hayır, bir şey çözeceğimiz filan yok da, herkes geleceğe karanlık bir tünel gibi bakıp “Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime,” havasında olduğundan çenemize vurdu, okulda, evde, kahvede, televizyonda çaresizce tartışıp duruyoruz!
Sayfa 95
..Yargının olduğu yerde sevgi olmaz. Çünkü sevginin özünde koşulsuz kabul vardır. Örneğin denizi seviyorum dediğinizde, denizi değiştirmek hiç aklınızın ucundan geçmez. "Allah kahretsin birazcık daha mavi olsaydı" demezsiniz. Ama çocuk için bunları kullandığınız an, yani yargıladığınız an, koşullu sevgi başlar. Yargı, koşul koyar. Rekabet ve ödül de bir yargı ortamı yaratır ve kişi kazansa da kaybetse de kendisini değersiz hisseder. Kaybedince ödüle ulaşamadığı, kazanınca da kendi özbenliğiyle değil de davranışlarıyla kabul gördüğü için değersiz hisseder..
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
38 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.