“Ooo, daima felsefe! Sen hiçbir zaman hayat adamı olamayacaksın, hiçbir zaman, Zavallı Hakkı!” Bunun üzerine genç adam acı acı gülümseyerek yarı ciddi, yarı şaka cevap verdi: “Öyleyse ölüm adamı olurum?”
Sayfa 151
Şu olayın karizması :D
"Mustafa Kemal, muhakkak kurmay subay olacağına inanıyordu. Bir gün, - Ya erkanı harp olamazsan, ne yaparsın? diye yarı ciddi, yarı şaka takılan sınıf arkadaşımız Arif'i derhal susturmuştu, - Seni bilmiyorum, fakat ben muhakkak erkanı harp olacağım. Mustafa Kemal kurmay oldu. Arif, mümtaz yüzbaşı olarak okuldan çıktı."
Reklam
Lázár bir keresinde yarı şaka yarı ciddi, dedikodu kadar gerçek bir şey olmadığını söylemişti. Genellikle insanlar arasında sır olmuyor. Kısa dalgalar vasıtasıyla, birbirimizin en gizli saklı düșüncelerine kadar her şeyi öğreniyoruz. Sözler ve hareketler sadece bu bilginin sonucları. Bence böyle. İşte bu şekilde yaşıyorduk. İnce çöküş başlamıştı.
Bir gün: – Ya erkanı harp olmazsan, ne yaparsın? Diye yarı ciddi, yarı şaka takılan sınıf arkadaşımız Arif'i derhal susturmuştu: – Seni bilmiyorum, fakat ben muhakkak erkânı harp olacağım.
Sayfa 48
Dersim İsyanı
Dersim isyanının lideri Seyit Rıza’ydı. Saygın hatunu Besê de gerilla savaşında bir birliğe komuta ediyordu. Hemen her gün İs­tanbul basınında Besê adice saldırılara uğruyordu. Bu saldırılar beni çok üzüyordu. Olay karşısında delikanlıca tepkiler gösteri­yordum. Arkadaşlarım bunun farkındaydı. Yarı şaka yarı ciddi bana, “Bese’nin torunu” diyorlardı. Yine bir gün derste, “Bese’nin torunu” yazılı kağıdı arkama iliştirmiş ve hoca dersten çıkınca, kahkahalar atarak benimle alay etmişlerdi. Bir gece de, sınıf mü­messili olduğum gece mütalaasına girdiğimde sekiz on arkada­şım hep bir ağızdan tempo tutarak, “Bese’yi ...m” diye bağırmaya başladılar. Ben de öğretmen kürsüsüne çıkarak “Zübeyde’yi ...m” diye tempo tuttum. Olayı şaka diye bıraktık. Ama aramızda bu­lunan Adana Kuruköprü Karakolu komiserinin oğlu Kenan, he­men gidip hadiseyi babasına anlatmış. Daha sonra bir polis ekibi okula gelip beni emniyet merkezine götürdü. Orada on beş gün gözaltında tutuldum. Bu benim ilk gözaltım olacaktı....
Bu hikâye Atatürk’ün bilim adamlığı yanını o kadar hoş, o kadar açık anlatır ki, buraya Ruşen Eşref’in kaleminden hepsini alacağım: “Tarihin en uzun meydan muharebesidir” dedikleri Sakarya’yı böğrün sancıya sancıya, düşe kalka, bir sivil spor kıyâfeti ile idâre edip kazandıktan sonra bir akşam üzeri, kimseye söylemeden; karşıcı, alkışçı beklemeden; başının üstünde tâklar ve ayaklarının altında halılar dilemeden; gündelik işini görmekten dönüyormuşsun, kendi kalemi mahsusundan çıkıyormuşsun gibi, yıpranmış bir iç vilâyet taksisi sanılacak bir Ford otomobilinin sâdeliği içinde; ellerinde beyaz göderi eldivenler; o sivil kıyâfette Çankaya’ya döndün ... O kadar ki Hamdullah Suphi, Yakup Kadri ve ben, Seni istasyonda karşılamaya yetişemedik. Atları hızlı gidemeyen faytonumuzu Kavaklıdere’de görünce arabamı bir an durdurdun. Seni yolda kutladık. Ardınca köşke çıktım. Eski köşkün taşlığında gazânı tekrar tebrik ettim. Yapıp başardığın iş, virtüözce çekilmiş bir bilardo vuruşu imiş gibi yarı şaka yarı ciddî bir tavırla gülümseyerek, ‘Ben galiba yine en eyi şu askerliği yapıyorum’ dedin.
Reklam
"Salvor Hardin'in 'ahlak anlayışınızın doğru olanı yapmanızı engellemesine asla izin vermeyin' şeklindeki bir özdeyişini yarı ciddi yarı şaka kendilerine ilke edinmiş olan bu ulu ve yalnız insanlar hakkında sayısız öykü anlatılmıştır."
Sayfa 179 - Çeviren: Kemal Baran Özbek, İstanbul: İthaki Yayınları, 2021.Kitabı okudu
İsterseniz onlara kapının dışında kalanlar da diyebiliriz. Muasır zamana girememiş olmanın şaşkınlığı içinde yarı ciddi, yarı şaka, tembel bir hayat.
Sayfa 140 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
İpek'in üzerinde beyaz bir yün kazak, kahverengi uzun bir etek, ta yetmişlerde moda olan ve artık kimsenin takmadığı iyice kalın bir kemer vardı. Beli inceydi, kalçaları yerindeydi. Boyu Ka'nın boyuna uygundu. Ayak bileklerini de beğendi Ka ve onunla kars'tan frankfurt'a birlikte dönmezse hayatının sonuna kadar burada onun elini tutarken, yarı şaka yarı ciddi öperken, onunla şakalaşırken ne kadar mutlu olduğunu acıyla hatırlayacağını anladı.
Sayfa 162
277 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.