Gaspıralı İsmail Bey'in umdelerinden birisi de Türk kadınına hürriyet ve erkeklerle eşitliği temin etmek lüzumudur. Bu umdesini ısrarla ve devamla tahakkuk ettirmek ister. Onun nazarında milletin anaları, milletin birinci terbiyecileridir, kadınlar hayatı anlayamayacak olurlarsa, çocuklarını hayata elverişli olarak yetiştiremezler. Milletin yarısı, kadınlar eder, onlar hayat ve faaliyetten uzak kalırlarsa milletin hayat ve faaliyeti de yarım kalır. Kadın meselesine dair, İsmail Bey'in hoş bir eseri vardır. "Kadınlar Ülkesi" İsmail Bey, Arap ve Çinlilerden Türklere geçmiş çok kötü bir adet olan, "Erkek-Kadın eşitsizliği" dolayısıyla Türklerde hasıl olan geri zihniyeti ve taassubu söküp atabilmek için oldukça mücadele etti. Hatta "Alem-i Nivan" adında Türk kadınlarının sesi olan bir dergi de yayınlandı. Yeni usulle öğrenim yapan okullara Türk kızlarının girmelerini sağladı.
Sayfa 43
Gururum, nedense, aklımın yapabileceğinden daha azına razı olmama izin vermiyor. Kendimin, hiçbir zaman bir şeyi yarım bırakmasına, tüm kişiliğimin ve hırsımın yaptığım işten daha azını beklemesine izin vermedim.
Zeplin
Reklam
Yarım yamalak yazılmış bu darmadağın parçaları bir edebi eser saymayı düşünmek! Bu nihai noktada, tüm bu parçaları düzenlemeyi bitirip elle tutulur bir bütün haline getirebileceğime inanmayı düşünmek! Eğer düşüncenin düzenleme gücü bir işi somutlaştırmaya yetseydi ve bu düzenlemeye kısa bir deneme veya şiiri yazabilmek için gereken duygusal yoğunlukla erişilebilseydi, o zaman peşinde olduğum eser, ben belirleyici bir etken olmadan, şüphesiz kendi kendine bir şekil alırdı.
Zeplin
Sen başka türlüsün
Sakın kendini; sakın en küçük sesinden, kıpırdanışından, şefkatinden insanlığın. Çünkü insanlık sana göre değil. Sen çünkü eksik bir kelebeksin. kozasından aceleyle dışarıya uğramış.Yarım kanatlı uçucu.Bu dünya hep böyle kalacak sen hep böyle kalacaksın sen başka türlüsün.
"Boğaz'ın sularının çekilmekte olduğunu fark ettiniz mi? Sanmıyorum. Bayram şenliğine çıkmış çocukların keyfi ve heyecanıyla birbirimizi öldürdüğümüz bugünlerde hangimiz bir şey okuyup dünyadan haberdar oluyor ki? Köşe yazarlarımızı bile, dirsekleştiğimiz vapur iskelelerinde, kucak kucağa yuvarlandığımız otobüs sahanlıklarında, harflerin tir tir titrediği dolmuş koltuklarında yarım yamalak okuyoruz."
Sayfa 22 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
“Evet, sen -ama sadece aşırı iyiliğinle- bir çocuk ağzına kuru üzüm ve şekerleme tıktıysa değişiklik olsun diye canı ekşi portakal suyu çeker. Hiç sahildeki kuma dikkat etmedin mi, Milly? Ne kadar güzel ve pürüzsüz görünüyor, insanın ayağına ne yumuşak ve rahat geliyor! Ama bu yumuşak, rahat halı üzerinde yarım saat yürümeye kalksan - her adımda çöken, daha kuvvetli bastıkça daha çok kendini bırakan bu zeminde yürümenin çok yorucu bir iş olduğunu görürsün ve üstünde dursan da yürürsen de ayağını vursan da yerinden bir santim kımıldamayan bir parçacık iyi, sağlam kaya bulduğunda gayet memnun olursun. Bir değirmen taşı kadar sert olsa da daha kolay basıldığını fark edersin."
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.