25 Mart 1935
Benim Sevgili Aliye’m,
Mektubunu aldım. “Ben fena kız değilim, senin meyus olmayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!” diyorsun. Aliye, bana böyle şeyler yazma... Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Senin ne iyi kız olduğunu biliyorum. Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu. Bundan
"Şimdi, yorgunum ve yaralıyım, bana iyi gelecek şey biraz-"
Julia onun sözünü kesti. "Yaralı bir adam için tek bir gerçek tedavi vardır." dedi ve yorganın altına gir- di. Onu tamamen sertleşene kadar okşadı sonra da ağ- zına aldı.
Julia, aletinin çevresini dudaklarıyla sıkıca sarar- ken Clay inledi ve onu izleyebilmek için
Sayfa 148
Hatice Güzel'in YÜREKTEN YÜREĞE SÖNMEYEN SEVDASI
Hatice Güzel'in YÜREKTEN YÜREĞE SÖNMEYEN SEVDASI
Hatice Güzel, eşi trafik kazasında öldüğünde evde yedi küçük çocukla kalakalır.
O günün şartlarında, kocasından kalan 10 bin lira borç da işin tuzu biberidir.
Çocuklarını büyütmek, onlara iyi bir gelecek hazırlamak için köy yerinde ne iş bulursa yapar. Yine de geçim sıkıntısı bırakmaz peşini.
Zigarnik etkisi
Bitirilmemiş, yarım kalan işler insan zihnini meşgul eder. İş bitince, zihnin bu meşguliyeti de son bulur. Buna psikolojide Zeigarnik etkisi denir.
Sayfa 38Kitabı okudu
"I know what it is to be young, but you don't know what it is to be old."
Sayfa 127 - Karakarga Yayınevi
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı.
MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı.
MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
- Mutlu olduğum işi yapıyorum.
- İnsan, mutlu olduğu değil para kazandığı işi yapmalı.
- Ben mutsuz olursam, para kazanamam.
- Mutlu iş yoktur, para kazanıp mutlu olmak vardır.
Sayfa 41 - Karakarga Yayınevi
Prof. Umur Samaz'ın katillerini bulmak benim boynumun borcu. Kamuoyunda 'Umur Samaz cinayeti' olarak anılan olayı polis bir türlü çözemiyordu. Failler buhar olup uçmuşlardı. Deliller yetersizdi. Profesör ünlü biri değildi, fakat öldürülmek ona yaramıştı. Unvanı ve ölme biçimi, kitaplarının satışını artırmıştı: Katil Bülbül Gibi Şahidi; Diplomatik Dezenfektan; Beni Anlamak Zordur; Posikolonyal Şarkılar ve Medyatik Vokal; Bu Dansı Smokinli Cellada Lütfeder misiniz?; Terör Mahallindeki Dublörler. Yazabilseydi, Nuh Tufan'la ilgili kitap, Profesör'ün yedinci kitabı olacaktı.
Prof. Umur Samaz'ın yarım kalan kitabını tamamlamak da
benim boynumun borcu. Artık, Nuh Tufan'ın kıçının dibinden canlı yayın yapan Havana da tahtalı köydeki kulübesini boyladığına göre, iş başa düşüyordu. Kelimenin tam anlamıyla köpek gibi peşinde dolandım Nuh'un. Hem de aylarca
Bir zamanlar
Bir çocuk düşün şimdi,
Bir kalemle ömrünü bir resme adamış.
Bir çocuk düşün ki...
Bir kalem bitince resmi de yarım kalan.
Bir çocuk bu işte.
Hayatını çizemeden kalemi biten.
Yargıla bu şerefsizi, kim suçlu?
Kim suçlu, o kalemi küçük veren mi?
Kim, kalemsiz: ressam veren mi…
Mahkeme mi burası?
Al eline kalemi, çiz bakalım resmi.
İş de sana şahit, iş de sana delil.
BEYAZ LÂLE
Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
