Kaşif hayali olan 9 yaşında bir çocuk bilinen ama koca adam gibi düşünen araştırmacı zeki Bruno.
Hayalleri yarım kaldı, hayatı yarım ...
Böyle bitmemeliydi, böyle olmamaliydi.
Fedakâr Bruno...
Spoiler olmasın diye çabalasam da sonunda yaşadığım hisleri aktarmak istedim. Ben, Sabattin Ali okurken hep aynı duyguları yaşıyorum. Başında betimlemelerden yorulup, ortalarında konudan konuya dağılırken sonlara doğru bitmesin diye çırpınıyorum. Kaleminin ayrı bir bağlayıcılığı var sonunu okutmadan bırakmıyor. İçimizdeki Şeytan da iç dünyamı sorgulatan bir kitap oldu. Betimlemeler bazen uzun gelse de karakterler ve mekanlar gözümün önünde canlandı. O yıllara gidip, o insanlarla karşılıklı oturup izledim kitabı. Yüzleşmelerle dolu bir kitaptı aslında, herkese şeytanını hatırlatacak bir kitap. Kendini sorgulayan, kendini yargılayan neticede kendini cezalandıran bir karakter. Bilmiyorum yarım mı kaldı yoksa olması gerektiği gibi mi bitti? Ama sonu ben de iç sızlatan bir his bıraktı. Her kitap okuruna özeldir. Kesinlikle bu kitap deyip büyüteceğim bir kitap olmasa da güzeldi.
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172.4k okunma
Bugün hakim olan zihniyetin tek bir özelliği kaldı!
"Yeter ki yutan zalimliğe zarar gelmesin, yutulacak olanlara bu kaderdir."
Türk diyor ki
Kader bizim kültürde yoktur
Kendini yutturmak isteyen yutturabilir
Türk kendini yutturmaz
Bu zihniyeti yetmiş beş yıldır bu anlayış ile besleyip büyüttüler.
Yutanları yuta yuta bu hale geldik
Artık yutturamıyorlar
O Türk hep uyanıktı
Yarım asırlık nöbeti bitti
Beyin savaşları komutanının emri ile yutmaya alışkın olan zalimleri bir ibret ile musibet gibi cehennemleri yuttu
Önder Karaçay
Ve seriyi on ikinci ciltle noktaladık. Elfen Lied çarpıklıkların, yalnızların, kimsesizlerin, toplumdan dışlananların mangasıdır ve bundan dolayı bende yeri apayrıdır. Ben bundan 7-8 yıl önce animesini izlemiş ve müziğine tutulmuştum. İnsanı içine çeken ve hüzün bırakan bir tadı vardı. İlk bölümler insanı içine çeker ve bölümler ilerledikçe o karanlık atmosfer içinizi sıkardı. Anime bize bir şeyler anlatmak istiyordu fakat on üç bölüm çekilip yarıda bırakılmıştı. O yarım kalmışlığa rağmen bu seri benim her zaman hafızamın bir yerinde kaldı ve yıllar sonra mangasının Türkçeye çevrildiğini duydum. İlk duyduğumda gerçekten çok sevindim fakat okumak çevrilmesinden bir sene sonrasına nasip oldu. Manga yedinci kitapla beraber animesinden tamamen ayrılıyor ve biz bambaşka hikayeyle devam ediyoruz. Bu hikaye on birinci cilde kadar güzel bir şekilde doldurula doldurula ilerlese de maalesef ki on ikinci ciltte kötü bir finalle son buluyor. Son ciltte mangaka sağ olsun her sayfada bizi birbirinden farklı duygulara sokuyor. Okuyucu mutlu bir sonla seriye veda etmek isterken mangaka abimiz hevesimizi kursağımızda bırakıyor ve mutlu sonu biz okuyuculara çok görüyor. Bu kadar hüzünle ilerleyen bir hikayeye mutlu bir son yakışırken böyle bir sonun gerçekten yakıştığını düşünmüyorum ve bundan dolayı düşük puan veriyorum. Elveda...
Yıllar geçse de üstünden
Bu kalp seni unutur mu?
Kader gibi istemeden
Bu kalp seni unutur mu?
Bir hasretlik yüzün vardı
İçinde bir hüzün vardı
Söyleyecek sözüm vardı
Bu kalp seni unutur mu?