“İnsanın yüreği anasının, babasının yarım kalmış hayalleri, atalarının hüzünleri, kalp kırıklıkları, kayıpları tarafından işgal edilebilir miydi acaba?
"On üçüm... Benim olan, ama bana ait olmayan on üçüm... Yarım kalmış şarkım, tuttuğum bir hıçkırık gibi en mahrem yerinde içimin. Ukdem ve garezim. Ve kalp zarımdaki insan izim. On üçüm... Hem geçmiş hem geleceğim, dışım ve içim..."
...
oysa benim de dünyaya ve içindeki bir takım saçmalıklara
pervasızca kafa tuttuğum zamanlar vardı
sen yetişemedin
bir haksızlık bir adaletsizlik bir bile isteye kırılmış kalp
görmeyeyim yıkarım ortalığı dediğim zamanlar vardı
sen görmedin
hep böyle içi çürümüş
mücrim bir ağaç değildim
bakma şimdi gölgemi
her türden mahlukata çiğnettiğime
beni bu hale sokan
hep taahhüt edilen
ama hiç yerine getirilemeyen
bir takım vaatler
sözler
karşılık bulamamış seviler ve beklentiler
...