600
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
2 gundur sınavlara giriyorum ve bitik haldeyim. Psikolojim alt üst oldu. Hangi akılla sınav yapmaya karar verdiniz anlamıyorum. Yemin ederim ne ruhen ne de fiziken iyiyim. Siz kendinizi bizim yerimize koysaydiniz iste o zaman mantikli bi karar verebilirdiniz. Milyonlarca twet atıldı ama siz bizi ciddiye almadınız. Ben burdan şunu anlıyorum. Yarın
Reklam
😥😥😥😥 Üç gündür yemek saatinde aynı ekmek ve içinde salça ile kahvaltısını ettiğini görünce bunda bir iş var dedim. Çünkü bu çocuk sınıfa her gün değişik yemek ile gelirdi ve mutlaka yanında bir şeylerde içerdi. Ama üç gündür aynı ekmek , yanında içecek ise yok maalesef. Farkettim ki ekmeği bitince benden izin alıyor, tuvalete diye çıkıyor.
İLK KÖY ENSTİTÜLERİ. Sene 1946.. Artvin'in Yusufeli ilçesine bağlı, Demirmentaşı köyünde yaşayan, yoksul çifçi bir ailenin küçük oğlu, tek başına yola yola çıkar. Uzunca bir süre yürüdükten sonra ana yola gelir. Kars'a gitmek istiyor. Ömründe ilk kez motorlu bir araçla binecek. Bunun verdiği heyecan, yol yorgunluğu, kalbinin deli gibi hızlı
....YOUR LİFE YOUR WORLD YOUR RULES..
..............👤 MY 👤 TALK 👤 BOX👤............. 100/1️⃣0️⃣0️⃣ PROFİLLERDE “Paylaştığım alıntılar onlara katıldığım anlamına gelmemektedir.” ŞEKLİNDE bilgilendirme notlarına rast geliyorum. 🤔 O halde, alıntılarınızı yorumlayın yanlış tanınmak istemiyorsanız. Yorum alanı diye bir şey var çok şükür. Böylelikle sadece yazarlara hizmet etmemiş ve
Bize bir nefes daha, bir kalp atışı daha ve uzuvlarımızı hareket ettirebildiğimiz bir gün daha lütfeden Allah'tır. Fakat biz O'na yalnızca bir şeye ihtiyaç duyduğumuz, bir şeyin eksikliğini hissettiğimiz zaman yöneliyoruz" demiş ünlü bir yazar. Hakikaten de öyle değil mi dostlar? Ne zaman başımız sıkışsa ellerimizi semaya açıyor, Allah'a yalvarıyoruz "Rabb'im bize yardım eyle!" diye. Ne vakit ki Mevla'mız başımızdaki derde derman veriyor, o an saniyesine eski halimize dönüyoruz. Sanki az önce O'na yalvarıp yakaran biz değilmişiz gibi. hemen nankörlük ediyoruz Alemlerin ve bizim biricik Rabb'imize! Oysa bize, biz O'na ibadet ve itaat etmezken dahi rızık veriyor ve vermeye devam ediyor. Öyle merhametli ki herşeyin sahibi olmasına rağmen, tüm güç ve kudret O'nun elinde olmasına rağmen bir gün bile bizi ne aç ne açıkta bırakıyor, ne rezil rüsva ediyor nede diğer insanlar gibi başımıza kakıyor. Biz ne kadar nankörlük etsek, haddimizi aşsak dahi bize bahşettiği hergün "belki bugün kulum tövbe eder bana yönelir" diye sabırla bekliyor. Güzel kardeşim, eğer bu yazıyı okumak nasip olmuşsa, hayatında yerine oturmamış bir şeyler var demektir. Vakit az, nefesler sayılı, her geçen gün ömürden eksiliyor. Artık "yarın, ilerde, evlenince, yaşlanınca, okul bitince, iş sahibi olunca vb. gibi sadece dünyalık hedeflerin yüzünden ertelediğin, ama ahiretin için olmazsa olmaz ve mutlaka gerekli sorumlulukları daha fazla erteleme olur mu.. Allah bilir, belki de bizim için yarın yoktur?.
Reklam