Çok yaş almanın pek bir önemi yok. Yaşadığın hayattan, yaşattığın anlardan kendine iyi ya da kötü bir pay çıkarmadıkca hatalarını da tekrar ettikçe 60 olsan ne 30 olsan ne.. Ve ben buyum beni böyle kabul edin diyenlerden de epey sıkıldım. Ben kimseyi böyle kabul edemem. Kimse de beni böyle kabul etsin diyemem. Kişiye göre şekil almak değil doğru yaşamak mühim olan. Karakter değişmez ama insan gibi yaşayabilmek için çabalamak gerek. 60 yaşına kadar yaşayıp bomboş bir sayfa kalmak istemem. Bazen karalarlar bazen çizerler bazen gülerler arkandan iyi derler. Ayna tutmalı kendine. Nasıl beğendin mi kendini?
Erkeklerın , istek arzu ve tutkularının yuksek olup bi kadını hizmetcı , tapulu malı gıbı görduğu yerde , Bı kadının da bencıl duygu , tutku , istek , arzularının karşılığını almak ve bi erkeği bankamatık gıbı görduğu evlılıklerde sağlıklı bi ilışki yurumez .
Özelliklede 22 yas ve ustu kadınların buyuk coğunluğunun yuksek maddı beklentısı ise erkeğı evlılıkten soğutup , yada yuklu borca sokup sosyal hayatının minumıze ınmesı ve eskı flort donemı yasantısından uzak olması beraberınde huzursuzluk ve gecımsızlığı tetıkler...
22 yas altı kızlara sözum yok onlar garibım genc yaşta guzellık , gösterış , iki tatlı soze aldanıp aşkın esırı olup hayata mantık cercevesınden bakmaz ve bı coğunun da evlılık hayatı sağlıklı değildir..Genel bağlamda boşanan , şiddet goren genc yasta evlenenlerdır turkıye verılerınde.
1854 yılında ABD Başkanı Franklin Pierce yazdığı bir mektupla Amerika’ya gelen beyaz göçmenlere toprak bulmak amacıyla Kızılderililerden toprak istemiş ve bu isteği kabul edilecek olursa Kızılderililere rahatlıkla yaşayabilecekleri bir bölgenin ayrılacağını bildirmiştir.
Topraklarının büyük bir bölümü zaten beyazlar tarafından zorla ellerinden
Mühürlü Masallar kitabının yorumuyla sizlerleyim. kitabı ilk okumaya başladığımda, bende mitolojik bir eser izlenimi bıraktı. Daha sonra ise sayfalar ilerledikçe kitabın fantastik türde olduğunu anladım. Yer yer kitabı okumakta zorlandım. Sebebi fantastik tür de pek fazla eder okumadığım için. Bu tür kitapları okumayı sevenlere Mühürlü Masallar kitabını tavsiye ederim.
Mühürlü Masallar kitabından bahsedecek olursam;Teğmen Aghran, kıtanın tek hakimi Çember'in askeri birliğine bağlı Mor Kene'nin düşük rütbeli subaylarından birisidir. Çokbakır adı verilen pek bilinmeyen bir kasabada kan örnekleri alıp testler yapmakla görevliydi. Mor Kene birliğiyle oradan oraya kan örnekleri almaktaydı. Halka yaşam koşullarını iyileştirme testleri uygulama ve hazırlanan raporları birlik komutanı Shengel'e iletiyordu.
Argan, son olarak Jhin' e geldi ve onun kanını almak isterken yanlışlıkla parmağını derin kesti. O an yaşanan panikle Aghran'ın kanı ile Jhin'den alınan kan örneği birbirine karıştı. İşte bundan sonra olayların fitili ateşlenmiş oldu. Bu yaşanan hadiseler üzerime Aghran intiharın intihar ettiğine şahit oluyoruz. Yaşanan hadiseleri gören Rayn ve Jhin sessiz sedasız bir şekilde kaçar ve sırra kadem basarlar. Ya sonrasında ne oldu? Kitapla kalın dostlar
#kitabadairsorular
Bu kanlar birbirine karışınca ne oldu?
Argan neden intihar etti?
Uzun bir aradan sonra şiir okumaya geri dönüşümü sağlayan kitap Kendi Gök Kubbemiz oldu ve bu kararı vermekte hiç de pişman olmadığımı söylemeliyim. Çünkü neredeyse her şiirde kendinizden bir parça bulabileceğiniz bir eser. Tabii eğer sizin parçanız bu ülkenin parçalarından oluşuyorsa.
Yahya Kemal tam bir İstanbul aşığı, bilirsiniz o meşhur
BÜYÜK BOZGUN
Evvelâ meseleyi, liselerimizin son sınıfında okutulan, her türlü kıymet hükmünden mahrum ve mümkün olduğu kadar kuru ve basit bir tarih kitabından takip edelim, (Alsas - Loren) bahsinde Fransız okuma kitaplarındakini yazılı olan şeyleri bilenlerce, aşağıdaki satırlar, Moskof önünde bu ilk ve en büyük Türk bozgununu anlatımındaki