Türkiye
1923 yılında Sultan VI. Mehmet'in görevden alınmasının ardından, Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Mustafa Kemal Paşa ülkenin ilk cumhurbaşkanı oldu. Kendisine Türklerin babası anlamına gelen Atatürk adı verildi. Pek çok politik ve sosyal reforma girişti. Bunların arasında hilafetin kaldırılması, yeni kanunların benimsenmesi, latin alfabesinin kullanılması ve kadınlara oy hakkının verilmesi de yer alıyordu. Tüm bunlar Türkiye'yi modern, laik bir ülke haline getirmek için yapılmıştı.
Sayfa 165 - Maya YayınlarıKitabı okudu
Türk Kadını Hepinize Minnettardır.
5 Aralık 1934 günü Türk tarihi bakımından büyük bir gün oldu. Meclis, kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkını tanıyan anayasa değişikliğini gündeme aldı. Öneriyi Başbakan İsmet Paşa ve 191 arkadaşı imzalamıştı. İsmet Paşa özlü bir konuşma yaptı. Konuşmasını şöyle bitirdi: "Gelecek nesiller Dördüncü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, Türk kadınına bütün haklarını vermek için gösterdiği gayreti minnet ve şükranla anacaktır." ... Meclis'te 258 milletvekili vardı.Tasarı oybirliği ile kanunlaştı.
Sayfa 520 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Büyük Millet Meclisi'nin bir kurucu meclis olması için uğraşmasına rağmen bunu başaramaması üzerine, Meclis'e "olağanüstü yetkilere sahip meclis" adını vererek onun başkanlığa geçmesi ve İstanbul'da kararlaştırdığımız askerî planı tamamen ihmal ederek yeni bir anayasa teklif etmesi, Mustafa Kemal Paşa'nın, Cumhuriyeti ilan etme ve Cumhurbaşkanı olma arzusunu gösteriyordu.
Sultan Abdülhamid zamanında Goltz Paşa diyor ki: "Osmanlı yaklaşık 30 milyon nüfusluk bir imparatorluktur. Buna rağmen bu kadar geniş bir sahası olan (yüzölçümü) devletin çıkarabileceği orduyu, Güney Almanya'da bir prenslik bile çıkarabilir!" Yani insan gücü çok az ve sıhhatli Türklerin sayısı da gün geçtikçe azalıyor. Tam aksine sıhhatli Hıristiyanların sayısı 19. yüzyıldan beri artıyor.
Sayfa 65 - Kronik KitapKitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa Samsun'a çıkarken kafasında yalnız kendinin bildiği iki temel fikir vardı: Birincisi, yurdu düşmanlardan kurtarmak; ikincisi ise, halk egemenliğine dayanan çağdaş bir devlet kurmak. Kurulacak olan bu devletin temeli halkın iradesine dayanacağı için, kışlalara gitmek yerine halk iradesinin temsil edileceği kongrelere gitmeyi tercih etti. işte Erzurum'a da bu amaçla geliyordu.
Sayfa 21 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Çok açık bir ifadeyle:Karabekir olmasaydı,Atatürk de olmazdı!Cumhuriyet de olmazdı!Neden denilecek olursa ?Daha önce de belirttiğim gibi;Karabekir,ordudan tard edilmiş Mustafa Kemal'i o günlerde padişah yanlısı olan Fevzi Paşa'ya teslim etseydi,durum ne olurdu?Herhalde İngiliz işgali altındaki İstanbul'a götürülecek olan bir Mustafa Kemal,kuvvetle ihtimal sağ bırakılmazdı.Çok iyi düşünecek olursak;Karabekir Paşa,bu asil hareketiyle gelecekteki Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderini çizen adamdır."
Reklam
1,000 öğeden 871 ile 880 arasındakiler gösteriliyor.