Yaşamın Eksiksiz İdeali
“Gerçekten de Montaigne in Denemeler'i boyunca Sokrates figürü, tekrar tekrar yaşamın eksiksiz ideali olarak ortaya çıkar. Sokrates in büyüklüğü çocuklarla oynayabilmesinde ve böylece zamanını iyi kullandığını düşünmesindeydi. Montaigne, Sokrates' in yaşamın her türlü koşuluna; savaşa ve barışa, bolluğa ve kutlığa, vecde ve oyuna ayak uydurabilme yetisine tapar. Onun yaşamının ve dilinin yalınlığını; insani koşulların sınırını hissetme sezgisini; mütevazi ve sade insanlara, filozofların bütün o söylemlerine ihtiyaç duymaksızın, yaşama ve ölme cesareti vermede doğanın yalın çarelerine olan güvenini sever. Sokrates tamamen ve basitçe insani bir yaşam sürer.”
Bilge Figürü
“… kozmik bilinç diğer insanlara karşı, onları cahillikten, korkularından, tutkularından kurtarmak için yerine getirilmesi gereken görevin bilincidir, bilge kendi keşfettiği kozmosu, içsel kalenin ele geçirilemez ve zapt edilemez özgürlüğünü, mutlak dinginliği sağlayan özgürlüğü diğer insanlara keşfettirerek yapar bunu. Bunlar sonuçta ideal filozofun karakteristikleridir. Bütün Batı geleneğinde, örneğin Spinoza’nın özgür insanının özelliklerinde veya Kant'ta, filozof idesi formu altında bu antik bilge figürünü buluyoruz. Kant, Kierkegaard'ın da söyleyeceği gibi şöyle diyor: "Bu modele uyan bir filozof mevcut değil, ne de hakiki bir Hiristiyan gerçekten var. Bunların ikisi de normdur."
Reklam
Dilediğin kadar para, dilediğin kadar yaşam! Birçok insanın hemen isteyeceği iki şey - asıl sorun, insanların kendileri için en kötü şeyleri isteme tutkuları
144 syf.
·
Not rated
·
Read in 23 hours
Mutluluk mutsuLukta mı gizlidir?
Gevrek Felsefe kitabı, Şebnem Pişkin tarafından yazılmış ve 10+ yaş grubu için tasarlanmış bir felsefe kitabıdır. İçeriğinde temel felsefi kavramları eğlenceli ve anlaşılır bir şekilde ele alırken, çocukları düşünmeye teşvik ediyor. Kitap, 9 farklı bölümden oluşuyor ve her bir bölümde farklı konuları masaya yatırıyor. İşte bu bölümlerden bazıları: Bildiklerimiz ve Bilmediklerimiz: Hatırlamak mı, unutmak mı? Bilgi ve bilgisizlik arasındaki dengeyi sorguluyor. Mutluluk ve Mutsuzluk: Söz ve sessizlik arasındaki ilişkiyi inceliyor. Kızlar ve Erkekler: Toplumsal cinsiyet rollerini ve ilişkileri tartışıyor. Özgür Olan ve Olmayan: Başarının sırrını araştırıyor. Vücut ve Zihin: Beden ve zihin arasındaki ilişkiyi keşfediyor. Makineler ve İnsanlar: Teknoloji ve insanlık arasındaki etkileşimi ele alıyor. Güzel mi, Güzel Değil mi?: Estetik kavramını sorguluyor. İyi ve Kötü: Ahlaki değerleri tartışıyor. İnanmak ve Bilmek: Yaşam ve ölüm arasındaki ilişkiyi derinlemesine inceliyor.
Gevrek Felsefe - Lila
Gevrek Felsefe - LilaŞebnem Pişkin · Çocuk Gezegeni · 202213 okunma
İyilik
“İyilik, bal yapan ve karşılığında başka bir şey istemeyen arı gibi yapılmalıdır.”
Erdem anlaşılmayınca kusurlar koleksiyonu hoş ve tutarlı bir birlik kazanır: Bütün bir yaşam kendini şişmeye, genişleyen bir kütleyi büyütmeye adar. Bu büyüme uyuşuk görünümlü bir eğime göre gelişir: Zavallı, aylak ve obur insanlar kendilerini uyku, alkol ya da parayla uyuşturur. Öfke, kıskançlık veya gururun uzun süre büyüsü altında kalabilmek için galeyan, nefret veya nam dozları arttırılmalıdır.
Sayfa 50
Reklam
Şu insanların görüşünden daha aptalca bir şey olabilir mi, hani şu kendi basiretiyle övünenlerin? Daha iyi yaşayabilmek için sürekli bir şeyle meşguller, yaşamlarını harcayarak yaşam inşa ediyorlar! Uzun vadeli planlar yapıyorlar, oysa bu tür bir erteleme en büyük yaşam israfıdır, bu erteleme öncelikle onlardan günü çalar, daha sonrasını vadederken bugünün yaşantısını koparıp alır. En büyük yaşam engeli, yarına dayanıp bugünü tüketen beklentidir. Talihin elindeki şeyin planını yapıyor, kendi elindeki şeyden vazgeçiyorsun. Ne umut ediyorsun? Amacın ne? Gelecek olan her şey tam bir belirsizlik içinde, sadece yaşa! İşte, o en büyük şair nasıl da haykırıyor, âdeta tanrısal ağızdan ilham alarak selam durduğu türküsünü söylüyor: "Zavallı ölümlülerin ömründeki en iyi gün, ilk kaçıp gidendir!"
Sayfa 57
Herkes günün yorgunluğuyla yaşamında acele eder ve gelecek arzusuyla çabalar durur. Buna karşılık zamanını kendisi için kullanan insan her gününü son günüymüş gibi düzenler, yarını arzulamaz ve yarından korkmaz.
Sayfa 55
İyilik Tam Bir Çıkarsızlığı Gerektirir
Marcus Aurelius un çok açık söylediği gibi, akıl başkasına duyulan sevginin zeminidir, en azından Stoacılar için bu böyledir, aynı bedenin uzuvları olmanın bilincidir burada söz konusu olan, öyle ki her uzuv bedene hizmet ederek, kendine hizmet etmiş olur. Başkalarına iyilik yaparak sevinçli olunur; çünkü başkalarına iyilik yaparak kendine iyilik yaparsın. Ama burada hâlâ, Marcus Aurelius un gayet iyi gördüğü bir tehlike vardir: İyilik yaptığımızın bilincindeysek ve bundan mutluysak, iyilik yaptığını düşünme ve iyilik yaparken tamamen saf bir niyete sahip olmama tehlikesiyle karşı karşıya kalırız.”
Sonsuza dek yaşayacak gibi yaşıyorsunuz, zayıflığınız aklınıza hiç gelmiyor, şimdiden ne çok zamanın geçip gittiğini göz önünde bulundurmuyorsunuz; bir şeye veya birine adadığınız bir gün son gününüz olabilecekken yaşamınızı, tükenmez, dolu bir kaynaktan geliyormuş gibi harcıyorsunuz. Ölümlü olan her şeyden korkuyor, ölümsüz olan her şeyi arzuluyorsunuz. Birçok kişinin şöyle dediğini işiteceksin: "Elli yaşına gelince inzivaya çekileceğim, altmışıncı yaşım beni tüm yükümlülüklerimden azat edecek." Peki, daha da uzun yaşayacağının güvencesini nereden alıyorsun? Bunun planladığın gibi olmasına kim izin verecek? Yaşamının geri kalan kısmını kendine ayırman ve iyi bir zihin yaratmaya sadece hiçbir işin yapılamayacağı bir dönemini adamak seni utandırmıyor mu? Son verilmesi gerektiği zaman geldiğinde yaşama başlamak için artık çok geçtir! Tüm planları ellinci ve altmışıncı yaşlara kadar ertelemek ve az kişinin ulaştığı bir noktada yaşama bağlanmayı isteyerek ölümlülüğü unutmak ne büyük aptallık!
Sayfa 49
Reklam
287 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 29 days
Hayalin Derinlikleri
Umk derinlik demek. Â'mak ise umk'un çoğuludur ve derinlikler anlamını taşır. "Hayalin Derinlikleri" olarak günümüz Türkçesine çevirmemiz mümkün. Hayal nedir peki? Sadece teşebbüh(düş) müdür yoksa başka bir anlamı var mıdır bizim zihnimizde oluşmuş? Bir şeyin var olması için zıttı olmalıdır değil mi? İyinin varlığını
A'mak-ı Hayal
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Turkuvaz Kitap · 201916.8k okunma
Gök kubemizi 1923 te çaldılar… Harf İnkilabı isimiyle
Kendi Gökkubemiz Yahya Kemal Merhum'dan mülhem bir ifade. Biz Gökkubemizi nerede yitirdik, ne zaman yitirdik, nasıl yitirdik... …bunu buna başlayalım mı…? Bu soruyu sormak bile aslında, bu yolculuğun ilk adımlarından biri olmalı. Çünkü birçok insan Gökkubemizi kaybettiğimizin bile farkın da değil. Önce meseleyi doğru ortaya koymak lazım.
Arzuların Dizginlenmesi
“Epikurusçulara gelince… …onların yaşam tarzı, eksiksiz bir ruh dinginliğini korumak amacıyla arzuların disipline edilmesine dayanıyordu. Mutlu olmak için arzuları sınırlamak gerekiyordu. O çok ünlü, doğal ve elzem olan arzular (yemek, içmek, uyumak), doğal ama elzem olmayan arzular(cinsellik arzusu)ve ne doğal ne de elzem olan arzular(şan, şöhret ve zenginlik arzusu) ayrımını yapıyorlardı. Ve doğal olarak, mutlak surette elzem olan arzularla kendini sınırlamak gerekiyordu.”
Şüphesiz bu etik için de geçerli. Hakiki etik, etik teorisi değil, ama başka insanlarla olan hayatta yaşanan etiktir. Fizik için de durum aynıdır. Hakiki fizik, fizik teorisi değil, fakat yaşanan fiziktir, yani kozmos karşısında bir tavırdır. Bu yaşanan fizik, ilk olarak, şeyleri olduklar gibi görmeye, insanbiçimci ve bencil bakış açısından değil, fakat kozmosun ve doğanın perspektifinden bakmaya dayanır .
İnsan için yaşam sadece yeryüzündeki bedenle sınırlı değildir. İyi, onurlu ve şanlı bir yaşam süren kişileririn ölümü başta üzüntü verir ancak bu tür kişilerin bedenen ölünce ruhen tanrıların yanına gideceği düşünülürse, geride kalanların üzülmesine gerek yoktur. Laelius'un, Scipio'nun ölümüne katlanma gerekçesinin bu olduğu görülür. İnsan ruhu gibi, dostluk da ölümsüzdür iyi ve gerçek dostluklar çağlar boyunca hatırlanır ve örnek alınır. Sadece iyi insanlar arasında dostluk kurulabilir zira o ihtiyaçtan doğmaz, bizzat doğanın bahşettiği bir ilişki türüdür. Bu yüzden dostluğu mümkün kılan ve sürmesini sağlayan sadakat, dürüstlük, doğruluk ve cömertlik gibi temel nitelikler sadece doğayı kendisine örnek alan iyi insanlarda bulunur. Bu açıdan bakıldığında dostluk, tümüyle Stoacı bir duyuşla, doğal ve ahlaki bir birlikteliktir gücünü de buradan alır. Dahası, dostluk birçok açıdan insanların yararınadır onun sunduğu yararlar yaşamı anlamlı ve katlanılabilir kılar. Dostluğu korumamız gerekir bunun için dostlarımızı, katlanamayacakları veya istemeyeceklerihiçbir şeye zorlamamalıyız, bununla birlikte yeri geldiğinde dostlarımızın dertlerine ortak olmalı ve bundan yüksünmemeliyiz.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - IV. Basım Ocak 2020, İSTANBUL - Latince Aslından Çeviren C. Cengiz ÇevikKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.