"Dünyaya bakış açımızın sağlam temelleri, derinliği veya sığlığı çocukluk yıllarında oluşur. Bu görüş daha sonra özenle düzeltilir ve mükemmel hale getirilir ama özde değişmeden kalır."
Sayfa 55
Korku Kültürü
Korku kültürü içerisinde çocuk yetiştirmeye çalışan biri için bütün Bu söylediklerim ıvır zıvırdan başka bir şey değil hiçbir anlamı yok yani çocuğun seçimi ne demek lan Çocuğun seçimi çocuk lan bu ne demek çocuğun seçimi demek babası böyle diyor ve bu çocukta seçim yapacak ha toplum böyle diyor dinimiz böyle emrediyor gelenek böyle söylüyor ve sen bu adama seçim yapmayı göstereceksin böyle şey olmaz bundan dolayı yaşama bakış tarzı farklılığı var orada çok önemli bir farklılık bence.
Sayfa 460Kitabı okudu
Reklam
Ayağının altındaki kaldırım taşları gibi her şey sağır, her şey cansız
Kaldırımlar bize yaşamın ne kadar canlı olduğunu gösterir. Sadece orada akan insan selini seyretmek bile yaşama umutla bağlanmamıza yeter. Tüm bu hareketliliği, Buluşmaları ve yaşam enerjisini bize sunan kaldırımların sadece ‘kaldırım mühendisliği’ ile geçiştirilmesi ne kadar doğru olur?
Sayfa 14 - Söz: Fyodor MihailoviçKitabı okuyor
Ters köşe
Bu olayın tetikleyicisi, yine sahip olmayı güç kavramı olarak gören erkek düşüncesidir. Sahip olma sevgiyle eşdeğer tutulduğunda, kadına bu "sevgiyi" erkeğe verme "gücü " verilmiş olur. Bu belki şaşırtıcı bir bakış açısıdır! Erkek kadını göklere çıkarırken, aslında ona ne vermektedir? Gerçekte korktuğu için eliyle ittiği, canlılık ve yaratıcı yaşama güdüsü değil midir? Erkekler hep bir mantık ve düzen çerçevesinde düşünerek içlerinden geldiği gibi davranmaktan kaçınırlar, çünkü aslında bundan korkmaktadırlar. Ama hayat belirli bir mantığa ve düzene göre programlanmış değildir. Canlı olan karmaşıktır. Bu durum, karışıklığı çaresizlikle eş tutan erkekleri özellikle rahatsız etmektedir.
Sayfa 94 - Çitlembik YayınlarıKitabı okudu
Peki neydi James Stockdale’i esaretten sağ çıkaran Epiktetos öğretileri? 1. Epiktetos felsefesine göre önemli noktalardan biri; düşüncelerimiz, arzularımız, hayallerimiz, eylemlerimiz gibi kontrolümüz altında olanlar ile sahip olduğumuz beden, ailemiz, yetiştiğimiz toplum gibi kontrolümüz altında olmayan şeylerin ayrımına varmaktır. Çünkü
Varoluş Sürecine girdiğimizde; Yapmaktan Olmaya, Bakmaktan Görmeye, Duymaktan Dinlemeye, Taklitten Gerçeğe, Dengesizlikten Dengeye, Ayrımdan Birliğe, Tepkiden Karşılığa, Dıştan Öze, Ayrımdan Bütünlüğe, Mutluluğu Aramaktan Neşeye , İntikam ve Suçlamadan Affetmeye, Yanlış Bakış Açısıdan Doğru Bakış Açısına, Şikayet ve Yarıştan Arzuya Bilinçsiz Hareketten Bilinçli Harekete, Zamanda Yaşama Deneyiminden Şimdi An Farkındalığına geçeriz.
Reklam
İçe dönük olanlar: Sessiz,çevreye karşı kapalıdır.İnsanlardan kaçar,kendi başına kalmak isterler.Okumak,yazmak,resimler,müzik gibi uğraşılardan hoşlanırlar.Bireylerle ilişki kurmazlar.Zor arkadaş edinirler.Günlük yaşantıları ciddiye alırlar.Kurdukları toplumsal ilişkileri sınırlı ve dengeli olarak sürdürürler.Yaşama bakış açıları karamsardır.
Beni kendi zayıf duygu ve düşüncelerimle bu dar bakış açımla baş başa bırakma Rabbim!
Bir keresinde tekerlekli sandalyeye bağımlı bir adamla ilgili bir hikâye duydum. Kısıtlanmanın zor bir şey olup olmadığı sorulduğunda adam, “Ben sandalyeme mahkûm değilim,” diye karşılık vermiş. “Sandalyem beni özgürleştiriyor. O olmasaydı yatağa bağlı yaşardım ve evimden asla çıkamazdım.” Bakış açısındaki bu kayma, her günü yaşama şeklini tamamen değiştirmiş.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.