Dünyaya bakış açımızın sağlam temelleri, derinliği veya sığlığı çocukluk yıllarında oluşur. Bu görüş daha sonra özenle düzeltilir ve mükemmel hale getirilir ama özde değişmeden kalır.
Ayrıntıları önemsizleştiren bir bakış açısının tekdüzeliğinin bizleri birer ‘yaşayan ölü’ye dönüştürmesini engellemenin yine bizlerin elinde olduğunu hissettiriyor “Yaşamak”. Ve riske açık bir hayatı yaşama gerekliliğini.
Yaşama olan tavır ve bakış açımız her şeydir. Bu nedenle yarın için üzülmeyin, bırakın yarın kendisi için üzülsün. Her geçen günün kendine yetecek kadar derdi vardır. Kaldı ki, bugün, dün kaygılandığınız yarındır.