Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatının değerine dair dertleri hiç olmasa da, kendisinin ve daha bir dolu insanın yaşamaya neden devam ettiğini hep merak etmişti; bazen kendini ikna etmekte bile zorlanıyordu, oysa daha milyarlarca insan aklının dahi alamayacağı yokluklar, sefalet ve hastalıklar içinde yaşayıp gidiyordu. Ama hiç vazgeçmiyorlardı. O zaman insanın yaşama kararlılığı bir tercih değil de, evrimin eyleme geçiş şekli miydi? Beynin içinde kas bağları kadar sertleşip zedelenmiş bir nöron takımyıldızı, insanların mantıklarının emrettiği bir şeye karşı durmalarını mı sağlıyordu? Bir yandan da sarsılmaz değildi bu içgüdü, kendisi bir kere yenebilmişti. Peki sonra ne olmuştu ona? Zayıflamış mıydı, daha dayanıklı hale mi gelmişti? Hayatı, yaşamayı tercih edebileceği kadar kendine ait miydi hâlâ?
Sayfa 788 - Doğan KitapKitabı okuyor
Kulaklarımda saatin hiç değişmeyen ayak sesleri. Çevremde o pis, o iğrenç kişiler. Hep aynı korkunç yaşama, o rezil alışkanlık. Aldatmalar, boyun eğmeler, aldanmalar, geçici dostluklar, küçük zevkler ve yalanlar, yalanlar, yalanlar...
Sayfa 175 - Hüzün Şarkıları - 2Kitabı okuyor
Reklam
Çocukluğumuzdan itibaren yaşadığımız her his, bir birikinti halinde içimizde varlığını sürdürür. Bu his birikintileri, savunma mekanizmalarımızın kö­kenini oluşturur. Eğer bugün yaşama dair birtakım sezinlemeler ve öngörüler taşıyor, bazı olaylara tep­kisel yaklaşıyor, kimi olaylar karşısında huzursuzluk duyuyorsak, işte bunlar, köken hislerin yol gösterici­liğindendir...
"Yaşama dair olmayan her şeyi bozguna uğratmak için ve ölüm vaktim geldiğinde, aslında hiç yaşamamış olduğumu keşfetmemek için."
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Olgunlaşmamış sevgi. Seni, sana ihtiyacım olduğu için seviyorum, olgun sevgi. Seni sevdiğim için sana ihtiyacım var. Erich Fromm, sevmeye doğumdan, çocukluktan, aile hayatına ve sosyal yaşama, evlileğe dek başka açılardan yaklaşıyor. İçinde bulunduğumuz toplumun, sosyolojik ve ekonomik olarak bizi sürüklediği sevme sanrıları ve içine düştüğümüz boşlukların nedenlerine dair oldukça sorgulamaya iten, düşündürücü bir eser. Keyifli okumalar, sevgiyle kalın. Aşk gibi sonsuz umutlar ve beklentilerle başlayan ve hiç şaşmadan yıkılan bir başka faaliyet ya da yatırım bulmak çok güçtür.... .
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Altın Post Yayıncılık · 201218,6bin okunma
İnsana dair çok şey söyler bu felsefe; acı çekmiş,kırılmış,hatalar yapmış insanlar aslında değer kaybetmez, kazanır.Çünkü bundan bir anlam çıkarmış olgunlaşmış olarak yoluna devam etme şansına sahip olur. Nasıl ki eşyayı değerli kılan yeni olması değilse birey değerli kılan da yarasız olması değildir,yaşanmışlığıdır. Yaşama dair hikayelerimizi buluruz orada. Yara izi hediyesidir. Onarma yeteneğimizi keşfetmemize imkan sağlar. Yara izi bizi güçlü kılar. O yara tam olarak benliğimizdir.
Reklam
Maskeler
Ne kadar incelenirse incelensin içsel yaşama dair iz barındırmayan, yalnızca maskeden ibaret kadınlar vardır. Böyle neredeyse hayalete benzeyen, kaçınılmaz olarak tatminsiz bırakan varlıklara yanaşan erkeğin haline acımak gerekir ama erkeğin arzusunu en güçlü şekilde uyandırabilecek olanlar da bu kadınlardır: Erkekler onların ruhunu arar - arar durur.
·
Puan vermedi
ÇOK GENİŞ ÇAPLI BİR İNCELEME-KARMA
Epsilon yayınlarından çıkmış 152 sayfalık eser 5 bölümden oluşmaktadır. Richard Bach tarafından 1970 yılında yayınlanmış olan kitapta 4. Bölüm hikâyenin güzelliğini bozduğu için yayınlanmamış, ta ki 2014 yılına kadar. Kitaptaki son söz kısmı bunu açıklamaya ayrılmış. Eser,yer yer masalsı öğeler taşıyan öyküleyici anlatım biçimiyle fabl türünde
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,2bin okunma
Kadına dair...
Kadın genellikle erkekten daha streslidir. Çünkü "önce BEN" diyemez, "önce SEN" der. Beyni adeta yüksek teknolojiye donatılmış üstün performanslı bir duygu makinesi gibidir. Tüm yaşamı boyunca adet dönemi, doğum, doğum sonrası, menopoz gibi çeşitli dönemlerde hormon değişiklikleri yaşar durur. Aynı anda birden fazla işle ilgilenir ve sürekli bir koşturma halindedir. Fil hafızasına sahibi olduğu için yaşadığı olumsuzlukları kolay kolay geride bırakamaz. Stres yaratan olayları unutup yaşama devam etmekte zorlanır ve etkileyici bir faktör ile karşılaştığında stresli anı tekrar yaşayabilir. Bu yüzden strese karşı psikolojik tepkileri daha yoğun, fizyolojik tepkileri ise daha zayıftır.
Sevgili dostum, eğer şapkana sahip çıkmak istiyorsan bu dört ipucunu idrak etmek zorundasın: Ego demirden bir duvardır. İnsanları birbirine yabancılaştıran önyargılardır. Birbirine düşman eden düşüncesizliktir. Yaşama dair ne varsa yok eden sevgisizliktir. Bunlar hakikate giden yolda sana ışık tutacaktır.
Reklam
596 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar "Olmuş olan olmakta olan ve olacak olan olayların kime hizmet ettiğini bilmenin yolu yoktu." Bugün sizlere distopik bir hikaye ile geldim, kurgu oldukça derin, Ana Kara haritası ile karşılandığımız eserde 7 Krallık Savaşı'ndan sonra yaşanılanlar etkileyici bir şekilde betimlenerek ve birkaç kahraman eşliğinde okuyucuya sunuluyor. Kara sis , canavarlar ve daha fazlası...İnsanlık hayatta kalmaya çalışıyor ama nasıl, savaş bitmiyor, acı çekilmiyor. İçerisinde dostluk ve aşka dair kısımlar, bolca entrika ve kan vardı. Yazarımız sözlük eklemiş eser sonuna ve baştan da bizlere seri olacağını notlar alarak okumamız gerektiğini vurguluyor. Burada derine inmeyeceğim çünkü sizlerin alıp o evreni keşfetmenizi diliyorum, keyifli okumalar dilerim. #kanahdi ~ "Herkese sevdiğinin ölümünden sonra vicdan azabı lazım evlat," dedi kendinden yaşlarca küçük arkadaşına sarılarak. " Acı bu dünyadaki tek gerçek duygu çünkü unutulmayan tek duygu çektiğin acıdır. İyileşse bile izi kalır ve o hep orada kalır." ~ "Ölüm, eski yaşamın sonuncusunun etrafında dolaşıyordu. Ölüm, aşıkların etrafında dolaşıyordu. Ölüm, Ana Kara'nın üzerinde dolaşıyordu." ~ "Bir çıkmazın ortasında kaldığınızda kendinize başka çıkmazlar arayın. Olaylar daha iyiye gitmeyecektir ama ölümün korkusu ve yaşama arzusu arasında gidip gelen zihinleriniz kaslarınıza hükmedecek ve sizi içinde bulunduğunuz çıkmazdan kurtaracaktır. " ~ "İlah'ın bize yardım etmesini istiyorsak önce biz kendimize yardım etmeliyiz." ~
Kübra Kabakcı
Kübra Kabakcı
#uzunuzunokuyoruz (596 sayfa) ~ @aylinin_kitaplari @perseusyayinlari
Kan Ahdi
Kan AhdiOnur Can Sümer · Perseus Yayınevi · 20244 okunma
İnsan onunla neye gücünün yeteceğine veya yetmeyeceğine dair yeniden kendinden emin oluyor. Unutulmuş, paslanmış güçlerini yeniden tazeliyor. Ve böylece yeniden yaşama dair o büyük güveni duyuyorsun, kendine olan eski inancını tazeliyorsun.
Sayfa 80
Geleceğine dair ikna edici bir vizyonu olmayanlar, daha güzel yarınlar umudu taşımadan yaşar. Daha güzel yarınlara dair umudu yitirmek birçok insan açısından yaşamaktan vazgeçmektir. Çünkü hayattan bir beklentinin olmaması yaşama sevincini yok eder .
Ne zaman yaşama dair umutlansam hep hevesim kırılıyor!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.