Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
🍀Gecenin dördünde dışarı çıktım. Bir sokağa girdim uzunca yürüdüm. Bir böceğe rastladım.Ters dönmüş ve düzelebilmek için çırpınıyordu. Kimbilir kaç zamandır o vaziyette işkence çekiyordu. Haline üzüldüm. Onu düzelttim. Yürümeye başladı. Belki de beni bu saatte bu böcek çağırmıştır diye geçirdim içimden. Bana teşekkür etmiştir belki dedim. Beni
Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde ? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden ? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."
Oğuz ATAY
Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."
Oğuz Atay
İnsanoğlunun takatini aşan hâdiselerin kurbanı olduğuma âdeta inanılmasını istiyorum. İstiyorum ki, vermek üzere bulunduğum tafsilât onlara, türlü hatâ ve günahlarımın çölünde kaza ve kaderin bir vahasını arayıp bulmalarına yardım etsin. İnsanı fenalığa sürükleyen sebepler her zaman mevcutsa da hiçbir insanın şimdiye kadar bu şekilde yoldan çıkartılmamış ve böyle sukut etmemiş olduğunu kabul etsinler. Bunun için de hiçbir kimse bu derece ıstırap çekmemiştir diyebilirim. Ben hakikaten bir rüya içinde yaşamadım mı? Şimdi de dünyaya ait hayallerin en vahşilerinin dehşet ve esrarı içinde ölmüyor muyum?