Anlatacaklarım var(Kişisel Günlüğüm):
Çoğu zaman danışanlarımdan duyduğum şöyle bir cümle var(Elhamdülillah): "Sizinle konuşmak çok iyi geldi" Hâlbuki ben dakikalarca yaptığım tek şeyin sadece susmak olduğunu bilirim.Sadece susarım ve nasıl olurda bir insana bu kadar iyi hissettirebilirim diye düşünürüm. Sonra fark ederim ki ruhu yaralanmış insanlar cümleleri yarım kalmış insanlardır aslında.Yaşanamamış anıların, söylenememiş cümlelerin, tamamlanamamış hikâyelerin kahramanlarıdır her biri.İyileşmek için tamamlanmaya, tamamlanmak için hikâyelerini anlatmaya ihtiyacı vardır hepsinin. Diyor ya Derviş: En güzel nasip, herkesin bir şeyler anlatmak istediği şu yalan dünyada seni dinlemek isteyen birine rastlamaktır. ... Anlatmak insanı iyileştiriyor dostlarım.Boğazımıza kadar dünyaya battığımız bu eksik ve muvakkat hikayede nefes almak için, iyileşmek için, yaşamak için dinlenilmeye ihtiyacımız var... * "05.05.2024 Pazar" Saat: 05.20 Konuşmaya başlamak çok iyi geldi ...🤍
Bir yaşamak bu, deniyoruz. Herkes gibi. Yenilmemek için, direniyoruz...
Reklam
Sokrates bile demişti ki ölürken: “Yaşamak, uzun süre hasta olmak demek”
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
Herşey sende gizli şiiri
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan
Mutluluk tiranlığı Bu tiranlık daveti reddediyorum. Hepimiz ağzımız kulaklarımızda, acıdan, ağrıdan uzak bir şekilde hayattan bir şey öğrenmeden yaşamak zorunda değiliz. Derdi olan bir insan olmak ağzı kulaklarında bir insan olmaktan daha iyidir der Kemal Sayar. Derdi olan insan dünyada değiştirecek bir şeyi olan insandır. Acıdan, ağrıdan, olumsuzluklardan uzak olmak mutluluk demekse şuursuz her varlık kendi içinde mutlu demektir zaten...
Yaşamak la var olmayı karıştırmamak gerek.
Reklam
Söyler misin, bu mu yaşamak?
O kadar ışık bu şehirde ama hiçbiri gözümü aydınlatmıyor. Bu kadar göz bu şehirde ama hiçbiri gönlümü Isıtmıyor. Burda herkes canlı kalmak için koşuyor, Hiç kimse yaşamak için koşmuyor. Bu şehrin hepsi yeryüzü olmuş, Artık göğü yok bu şehrin. Benim gönlüm gökyüzü istiyor
"Hayat, ne gideni geri getirir; ne de kaybedilen zamanı geri çevirir. Bu nedenle yaşanması gerekenleri zamanında yaşamak; yaşanmayan şeyler için de ağlamamak gerekir." Lev Tolstoy
Çirkinle yaşamak zor belli belli..(Dilber Ay)
Reklam
“Güvenli yaşamak tehlikelidir.” (Irvin D.Yalom)
Gözbebeğimizin çapı algıladığı parlaklığın şiddetine bağlı olarak hızla değişir bu refleks göze gelen aşırı ışığı kısarak (enerjisini azaltarak) retinayı korumaya odaklıdır. Bazen iletişim kurduğumuz insanlarda kendimizi tanımanın acılarıyla baş edebilmek için kabullenemediğimiz özellikleri taşıyan herkesi ve her şeyi ötekileştiririz. Ruhsal bir reflekstir bu. Okyanusta bir damla olduğunu unutmadan kendi içinde bir yolculuğa çık, isteklerinin mahkumiyetinden kurtul, başkasıyla arandaki bütün farkları unut, acısını ve sevincini hisset... Sende varolan kişilik doğuştan gelir, ona tarafsız bir gözle bakmalısın, onda seni zorlayan çok şey var, onları aşmak için başarısızlıklar ve hezimetler, acılar ve türlü çileler çekmek zorundasın. Yalnız kendinle anlaşırsan mutluluğu yakalayabilirsin... Başka türlüsü güç... Her insanın ruhunda eşsiz, kusursuz bir ahenk vardır... Sanatçı diye bir şey yoktur, içinde ki sanatı keşfedebilen, özgün iradesiyle düşünüp, kendi görüşünü inşaa edebilen insan vardır... “Çok az insan gerçeğin hayal gücüne sahiptir” diyor Goethe. Hakikat bazen o kadar karmaşıktır ki, tasavvurumuzun sınırlarını zorlar... Jung'un gölge dediği bilinçdışımızın ürkütücü, tekinsiz katmanlarında cesaret isteyen bir yolculuk... Varolmanın biraz daha ötesi... O zaman müzik :) m.soundcloud.com/chicoirani/davi...
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi taşınacak suyu göster, kırılacak odunu kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde bileyim hangi suyun sakasıyım ya Rabbelalemin tütmesi gereken ocak nerde?
İsmet Özel
İsmet Özel
Yolculuk!
Uzun bir yol var önümde. Etrafı çiçeklerle çevirili bir çok ev. Her bir çiçek bambaşka duygular taşıyor. Hangi çiçek benim duygum ve hangi duygum bir çiçek kadar güzel, düşünüyorum. İlerledikçe usul usul, bir amca görüyorum karşımda. Epey yaş almış bu amcanın yüzünde, çokça yaşanmışık saklı âdeta. Gözlerinde derin hikâyeler, teninden akan terinin
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.