“Yaşamak her şeye rağmen bir iz bırakmaktır yeryüzünde.”
ne vakit bir yaşamak düşünsem bu kurtlar sofrasında belki zor ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden ne vakit bir yaşamak düşünsem sus deyip adınla başlıyorum içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin hayır başka türlü olmayacak ben sana mecburum bilemezsin
Sayfa 92 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Güzel bir şey düşünmek.. Yaşamı olabildiğince yavaş.. Haz alarak yaşamak... Huzur.. Mutluluk.. İçi içine sığmamak... Umut.. Sahi nasıldı bu hisler.. Yeniden hissedilebilir mi..diye düşünmek.. Sahilde huzur içinde denizi seyretmek...sabahleyin uyanıp okkalı bir Türk kahvesi içip... Yürüyüşe çıkmak...güzel anlar değil mi.. Yok gitme vakti gelmiş sanırım... Git dediklerinde gitmemle huzur bulanlar... Şimdi tam anlamıyla gitmenin vakti de geldi.. O zaman da direnmiştim... Şimdi ne için direnirsin ki...an"lar artık anlamlı kılmıyorsa yaşamı... Gitmek de bir anlamdır...
"Takvimlere göre bir yaş daha yaşlandım. Ölümün kıyısından dönünce de hayata geç kalıp durduğumu bir kere daha anladım. Dede olacak yaşta baba olmak istemiyorum. Bir an evvel baba olmak istiyorum. Ayrıca eskisi gibi korkuyla yaşamak istemiyorum. Dünyaya değilse de şu eve kök salacak, burayı yuvası bilecek birini istiyorum. Eve döndüğümde zili korkuyla çalmak da istemiyorum.
... Bize ağır gelen kendimizdir. Yolda, okulda, işte, başkaları ile birlikte taşıdığımız kendimiz. ...
1967' den 2024' e. Değişmemiş.
İnsan, gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz? Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi?
Reklam
Nedir; dedim bu yaşamak? Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
Sayfa 196 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Ooo tanıdık bir manzara
Go oyununun en güzel yanlarından biri, kazanmak icin yaşamak gerektiğinin ama aynı zamanda ötekini de yasatmak gerektiğinin kanıtlanmıs olması. En açgözlü olan oyunu kaybeder. Incelikli bir denge oyunu, ötekini ezmeden avantaj saglamak gerekiyor.
Saatlerce düşünülesi.
Küçücük oluşlarda, hemen yakınımızdaki selametlere koşacağımıza amansız gururumuza boyun eğip hazımsızlıklar içinde bir dolu ufak sıkıntının altında ufalandık durduk ve umutsuzluğun kapımızdan ayrılmaması için az mı çabaladık.
— Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum. Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim.  
Sayfa 64 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 4.Basım
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.