Anı yaşamak hayatın her alanında pek tabi mümkün değildir ama gidişatın normal olduğu yerlerde uyum sağlayıp ana odaklanıp keyfini çıkarmak varken neden hep bana göre değil ben bilmiyorum gibi negatiflikleri kullanırız. An da sizin sınırlarınızı aşmanız değil anın tam merkezine geçmeniz değil kıyısından köşesinden uyum sağlamanız hayatınızın bir parçası olsun. Zaten uyum sağladığınız yerde bir bakmışsınız tam merkezindesiniz. Hayat hep bir mücadele zaten en azından bulunduğunuz ortamlardan keyif almayı kendi dinamiğiniz haline getirin.
İçimi şuraya döküyorum-2
Hayat intihar ie tahammül arasında gidip gelen bir rüya. Bir aldanış, bir bekleyiş bazen hayalkırıklığı çokça hüzün. Derin bir haz bazen, kırk yılda bir cennet. Düşündükçe cehennem, hissettikçe yalnızlık, bir kaçış kendinden bile. Sonsuz bir yokoluş bazen tahammülsüzlük her şeye ve herkese. Gidiş terk ediş geri dönememecesine kayboluş kara
Reklam
Ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski İstanbul mudur?
Kalbimdeki Boşluk
Yorgunluk mutlulukla çok alakalı.Mutsuz insan hep daha çok yorgundur. Mutsuz yaşamak, yaşamak mıdır? İnsan bir şekilde kendini tanıyıp mutlu olmayı bulmalı.Doğru olan buydu .Yoksa hayat Tolstoy’un dediği gibi savaş ve barış romanındaki geçen cümlesi gibi “yiyordu içiyordu uyuyordu uyanıyordu ama yaşamıyordu “cümlesine benzer değil mi?
Çaresiz kalmak ne acı!!
Her gün kendimi kaybediyorum sanki. Her şey bitecek ve yapayalnız yaşamak zorunda kaldığın istemesen bile yaşayacağın hayat seni karşılayacak. Bir yandanda diyorum yok yok yalnız kalmayacaksın bu günler imtihanlı günler gelip gecer diyorum fakat ne yazık ki gerçek olan bitecek diyor. Hiç böyle planlamadım, çoğu zaman istedigim gibi gitmedi, anlatamadım kırdım anlattım kırıldım sustum olmadı konuştum daha kötü oldu yani düşünüyorumda yanlış zamanda yanlış şekilde mi çıkıyorum insanların karşısına anlamıyorum. Neden bir şey söylediğimde hemen pişman oluyorum aslında ben bu değilim açıklayamıyorum sadece. Tepki görünce yıkılıyorum çünkü o insana karşı sert, kırılgan kalamıyorum ne olursa olsun en mutlusu olsun istiyorum ama mutluluğa engel oluyorum. Bu sıkıntıları yaşamak şart mı yaşamadan olmuyor mu? evet belli dönemlerde yalnız kalmak güzeldir iyi gelir Peki bu yalnızlık böyle ebedi mi sürecek yoksa daha güzeli mi olacak gercekten bilmiyorum şahsen ben kendim için belirlediğim şeyler dışında mutlu olabileceğimi sanmiyorum bağlı kalıyorum kopamıyorum. Bu şartlandırma umarım sonum olmaz ve istediğim gibi her şey yoluna girer umuyorum ki zaman bununda ilacı olur..
Bir şey soracağım. Estetik olmak zorunda olduğumuzu kim söyledi? Yani herkes mükemmel anlarını paylaşıyor. Fotoğraflara/ videolara uygulanan shop'lar ya da filtreler... Kim mükemmeli ve estetiği zorunlu kıldı. Elbette hayat göze de hitap etmeli fakat bir noktayı atlıyoruz. Göze hitap etmiyorsa ya da göze hitap etmiyorsak yaşamak istemiyoruz... pinterest bardağı ya da fincanı yoksa kahvesini evde içmiyor, fotoğrafında güzel çıkmamışsa o güzel anısını hatırlayacağı fotoğrafı siliyor... sırf estetik ve güzellik algıları yüzünden initihar edenleri araştırdınız mı? Yahu hayat, olduğu gibi güzel zaten. Çalışma masan infolarınki kadar şık olmak zorunda değil ama sen orada çalışarak başarılı olacaksın, kahveni içtiğin fincan fotoğraflık olmak zorunda değil hatta kahvenin lezzetini çay bardağıyla içerken bile alacaksın, kıyafetlerin modaya uymak zorunda değil elindeki parçalarla da gayet şık olacaksın, manzaran güzel olmak zorunda değil bazen gökyüzüyle bile mutlu olacaksın, çok zayıf ya da biraz kilolu olmak zorunda değilsin sağlıklıysan zaten en güzel sensin, tatile gitmen önemli değil sevdiklerin yanındaysa daha ne istersin... Herkese uymayı ve her şeyin estetik olması gerektiğini kim mecbur kıldı bilmiyorum ama mecbur değiliz bunu çok iyi biliyorum...
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.