Tam Göğsünüzün Ortasında Bir Yeriniz Acıyacak Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz… Sokağa fırlayacaksınız… Sokaklar da dar gelecek… Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi… Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü… Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak
Ölüme Yakın
vakitlerden öğleden sonra hüzün çöker odamın penceresine gelmez olur kuşlar düşünüyorum da sadece ben değilim yalnız olan pencerem de kapkara gökyüzü de kuşlar da bir garip olur akşamları siz bakmayın bana
Reklam
Shakespeare
_Dünya büyük bir tiyatro sahnesi gibidir. Herkes bu sahnede rolünü oynar; rolü bitince de bu sahneyi sonsuza dek terk eder. _İnsanı yoran yaşadığı hayat değil, taşıdığı maskelerdir. Tanrı size bir yüz vermiş; bir tane de siz eklemeyin. _Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, aşk sanıyorsunuz. _Madem bu dünya bile yok olacak bir
Ülkemizde bir insanın, hayatını sürdürebilmesinin en önemli koşullarından biri de hafızasını kaybetmesidir. Çünkü ülkemizde hafıza kaybetmeden yaşamak, hemen hemen olanaksızdır. Dikkat ederseniz Polis Radyosu'nun kayıp ilanlarında bir tek hafıza kayıpları okunmaz. Çünkü bu tür ilanlar için bir değil, birkaç radyo istasyonu gerekir. Çevremize bir göz atacak olursak hafızasını kaybetmiş binlerce insana rastlayabiliriz. Bunlar aşklarını, ideallerini, değerlerini, doğrularını kaybettikten sonra günün şartlarına uygun olarak yaşayıp gitmektedir. Kişisel hafıza kayıplarının yanı sıra toplumsal hafıza kayıpları da toplumumuzun vazgeçilmez bir parçasıdır. Bilindiği gibi, memleketimizde iş adamından sanatçıya ya da politikacıya kadar dilediğiniz her şey olabilirsiniz ama ne yaparsanız yapın bir türlü rezil olamazsınız. Çünkü unutulur, iki gün sonra kimse hatırlamaz.
İçim o kadar dolu ki anlatmak istiyorum ama anlatamıyorum, gözlerimden akan yaşların gözlerimi buğulamasi nedeniyle gözlerim görmez oluyor sanki... Öyle zor zamanlardan geçiyoruz ki hani deriz ya ölüm burnumuzun ucunda bunu hissetmemiştim şimdiye kadar ama son onbeş gündür her gün hissetmekteyim, her an dünya yolculuğu bitecek hissiyatıyla yaşamak ne kadar zor, her gece uyumadan önce sarsılmak, her sabah sarsıntılarla uyanmak on beş gündür tam olarak bu durumdayım... Bu günler nasıl unutulacak diyorum sonra diyorum ki mevlam kuluna unutmak diye bir nimet vermiş şükür sebebi... Unutulur elbet ama bu psikolojiden çıkmak nasıl olur hiç bilmiyorum. Duyduğum acı haberler daha iki gün öncesinde konuştuğum, 5 saat öncesinde gördüğüm kişilerin hayattan kopmuş olması nasıl bir duygu nasıl bir hissiyat ya bu için daralır, kalbin sıkışır, aklın durur ya aynı öyle bir şey gibi. Depremin ilk anında galiba bitti dedim, yolun sonu dedim, yolun sonu değil dünyanın sonu dedim, gökyüzünden saçılan renkli ışıklar, yerden gelen yüksek bir ses sanki yeryüzü içindekileri dışına atmak için bağırıyor haykırıyor gibiydi. Çaresizliğin içinde öylece durmak, evet biliyorum insan çok aciz bir varlık bundan şüphem yok ama bu kadar aciz ve çaresiz olduğumu hissetmem bambaşka bir şey... Şunu çok iyi anladım hani insana bir ömür hakkı verilir ya bence ikinci bir ömür hakkı daha verildi şahsım adına ben ikinci bir ömür yaşıyorum. İkinci bir ömrümün birinci ömrümden daha hayırlı olması temennisiniyle. 20.02.2023
Şahsiyet Dili ve Geliştiren Liderlik - Adem Ergül - Alıntıların Tamamı..
Etkili İletişimde Modernin ve İslâm'ın Baktığı Açı.. Modern dünyanın "kişisel gelişim" anlayışında "etkili iletişim"in temeli, "sözlü iletişim" ve "beden dili"ni etkili bir şekilde kullanmaktır. Önemli olan güzel ve etkili konuşmaktır; sözdeki samimiyet, ikincil bir değerdir. Beden dili muhatapta
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.