"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Arif Bilgili
Elinde ufak bir bavul, gerçek dünyada belki yanıp tutuştuğun markaların hepsinden uzaksın. Zira burada ayakkabı giymek bile, kavgaya hazırlanmakla eş değer sayılıyor. O pahalı ayakkabıların hükmü yok anlayacağın. Bulutları, çimenleri, herşeyi özleyebileceğin bir mekana uğurlanıyorsun. Köstekli saat tıkırtısıyla ilerleyen
İnsanların zamanla sevgi eşiği düşmüyor mu sizce de? Anlatmak istediğim aynı kişiyi sevmek bahsi değil efendim. Şöyle ki; birilerini yirmili yaşlarda sevmekle otuzlu yaşlarda sevmek nüansı. Yirmili yaşlarda daha az yaşanmışlık, daha az kirlenmiş kalp ve saf sevgi vardır. Otuzlu yaşlar ise acının çeşitli tatlarıyla zaman zaman yanmış, zaman zaman
kimse içinde bulunduğu ruh hâline bir anda gelmemiştir. yaşanmışlıklar bize ağır gelen, yaşanmamışlıklar bizi eksik bırakan.
kimsenin başına neler geldiğini bilemiyoruz,
yargılamak kolay, empati zor.
fikrimce insanların tek yargılanabilecegi nokta kendinden zayıflara davranış şekli..
Bu satırları okumaya başladığın andan itibaren ben diye bir şey kalmayacak. Ben, senin içinde ben olacağım. Olmalıyım, olabilmeliyim, bu benim son ödevim. Direnme, ön yargı ile yaklaşma, ab-ı hayat özlemi içinde olamayanlar, tutunamayanlar ve sen, anlık mutluluklar peşinde koşan ezikler, ezilmişler. Bu tavrı itici bulma, kinci gözle olaya bakma,
Millet sanıyor ki o koca kitaplar durduk yere çıkmış. Oysa yaşanmışlıklar olmasa, çekilen acılar, coşkular, oluşup oturup sonra dağılan ve yeni baştan yazılan fikirler olmasa çıkar mı onca satır.
Uzun zamandır ne kitap okuma ne de siteye girebilme imkanım oldu. Yaşadığım sağlık sorunları sırasında anladığım tek şey ise hayatımızdaki mucizenin ne olduğu idi.
Neydi mucize?
Kimine göre bir parça ekmek
Kimine göre bir tutam hayal
Kimine göre son model bir araba
Kimine göre bir koltuk kapıp bırakmamak
Benim için ise derin derin alabildiğim