Sarı bir gül kadar güzel, güneş kadar parlak, sahibi, efendisi Tanabay gibi güçlü bir attır Gülsarı. Ama artık Gülsarı da, Tanabay da iyice yaşlanmıştır. Gülsarı yolun sonuna gelmiştir. Tanabay can çekişen atının başında bütün gece beklemiş, bütün gece hayatını zihninde tekrar yaşamıştır...
Tanabay, atı Gülsarı, eşi Caydar, arkadaşı Çora ve çökmeye başlamış komünizmin paletleri altında ezilen halkı arasında, bozkırda, kolhozda geçen güzel, etkileyici bir roman. Yaşlı insan psikolojisi, bir dava adamının ruhu, hayatın güzel ve çileli anları ince ince işlenmiş.
Jack Landon Beyaz Diş romanında bir kurt köpeğini ne kadar iyi anlatıyorsa Cengiz Aytmatov da Elveda Gülsarı romanında bir atı o kadar iyi anlatıyor. Franz Kafka ile bir böceğin duygularını nasıl anlıyorsanız Cengiz Aytmatov ile de bir atın duygularını o kadar iyi anlıyorsunuz. Yaşar Kemal bozkırı, doğayı ne kadar güzel tasvirliyorsa Cengiz Aytmatov da bozkırı, doğayı o kadar güzel tasvirliyor. Okuyun, tavsiye ediyorum.