Zehra Yasemin Akbay

Hanna’yı unutmuş değildim. Ama bir süre sonra anısını her an yanımda taşımaz oldum. Geride kaldı, tıpkı trenle geçerken geride kalan bir kent gibi. Kent hep orada, ardınızda bir yerlerdedir; isterseniz oraya dönebilir, varlığından emin olabilirsiniz. Ama bunu neden yapasınız ki?
Reklam
“Anlamıyorsun. Bizim için mutlu son diye bir şey yok.” Biz bir peri masalı değildik. Bir çekmecenin arkasında sıkıştırılmış, sadece gecenin karanlığında hatırlanan yasak bir aşk mektubuyduk. Her şeyin küle dönüştüğü son noktaya ulaşmadan önceki o mutluluk bölümüydük. Her koşulda bitmesi gereken bir hikayeydik. “Buraya kadardı.”
Sayfa 361Kitabı okudu
Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu ânı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu.

Reader Follow Recommendations

See All
“John Logan yurt odamdaydı. Hayır, John Logan benim yatağımdaydı.”
Keşke birileri bana aşkın eziyet olmadığını söylemiş olsaydı. Çünkü ben aşkın seni ikiye bölecek, kalbini kıracak ve onu en kötü biçimde bırakacak bir şey olması gerektiğini düşünüyordum. Aşkın bombalardan, gözyaşlarından ve kandan oluştuğunu sanıyordum. Seni ağırlaştırması değil hafifletmesi gerektiğini bilmiyordum. Aşkı bir savaş sanıyordum. Onun... onun barış olması gerektiğini bilmiyordum. Hem ne var, biliyor musun? Bunları bilsem bile ona kucak açar ya da değerini bilir miydim, bilmiyorum.
Sayfa 260Kitabı okudu
Reklam
Reklam
93 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.