Sonunda Çehov’la tanıştım, ancak onu daha önce Sait Faik okurken ya da bir Nuri Bilge Ceylan filmi izlerken gördüğüme eminim. Onun eserlerinin, ülkemizin sanatkarlarına bu şekilde yansımasının nedenini artık az çok anlamış bulunmaktayım. Çünkü “O” gerçekten büyüleyici bir hikayeci.
*spoiler içerir*
Rus klasiklerinin en gerçekçi başyapıtlarından sayılan ‘Altıncı Koğuş’un ana temasını paranoyak İvan Dmitriç Gramov ile doktor Andrey Yefımiç karakterlerinin çevresinde gelişmektedir. Çarlık Rusya’sının ne halde olduğunu gözle önüne seren Çehov, ülkenin aydınlarını yerden yere vurmakta ve asıl delilerin kendileri olduğunu gözler önüne sermektedir. Rus sistemini ağır hicvetmektedir. Tüm bunlarla beraber, İnsanın ruh hâleti, manevi ve iç durumunu tüm doğallığı ile betimlemesindeki eşsiz başarısı takdire şayan gerçekten. Altıncı Koğuş sizi öyle bir gerçekliğe götürüyor ki, bu yolculukta lütfen kendinizi satırların o loş sadeliğine ve acımasız gerçekliğine bırakmanızı tavsiye ediyorum.
İyi okumalar, değerli ‘1000 Kitap’ okuyucuları.
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270,2bin okunma
Bizi buradan hiç salmayacaklar! Çürütecekler bizi burada! Tanrım, öbür dünyada cehennem gerçekten yok mu? Bu alçaklar yaptıklarından ötürü bağışlanacak mı? Nerede adalet?
Bugünün adalet anlayışına göre rütbeler, nişanlar ve emekli maaşı, kişinin ahlaki özelliklerine ve yeteneklerine göre değil, ne olursa olsun hizmet edip etmediğine bakılıp veriliyordu.
Bir canlı ne kadar basitse o kadar az duyarlıdır ve uyarılara karşı daha zayıf karşılık verir. Ne kadar gelişmişse, gerçekliğe karşı daha fazla duyarlıdır ve daha enerjik bir biçimde tepki verir.
Bir bilgin ya da düşünen, kafası çalışan bir kimse, diğerlerinde tam da acıyı küçümsemesiyle ayrılır. Bu kişi her zaman halinden memnundur ve hiçbir şeye şaşırmaz.