Okudukça bazı şeylerin farkına varıyor insan, yaşamın önemi gibi... Yaşıyoruz ama kendimiz gibi mi yoksa başkalarına yaranabilmek ya da toplum içine karışabilmek için mi ? Kendimizden ne derece ödün veriyoruz? Farklı kişiliğe sahipsek bunu neden saklıyoruz ya da farklı birşey düşündüğümüzde farklı bir harekette bulunduğumuzda neden hemen tuhaf gözlerle bakılıyor, deli sıfatı yiyoruz? İşte bu kitap bu düşünceleri ve cevapları gayet güzel yansıtıyor.
Veronika'ya gelirsek eğer ölmekle ölmemek arasında gelgit yaşıyor. Ölüme giderken bile kafasında binbir soru var ve en sonunda farkına varıyor yaşama sevincinin. Kitap diğer karakterlerin de neden Veronika ile yollarının keşistiğinden bahsediyor. Hayattanızdan ufak kesintiler de bulabilirsiniz. Belki sizlerde buna benzer durumlar yaşadınız.
Zaten hayatta böyle değil mi? Ölüm düşüncesi bu kız gibi geçer ya da geçmez aklımızdan belki ama bazen bunalır, enerjimiz düşer hatta içimize kapandığımız anlar olur. Bazen öyle bir an gelir ki neşe, sevinç kaplar ruhumuzu ve bedenimizi. İyi ki deriz herşey için ve mutluluk saçarız çevremize... Hayatımızın her anında vardır böyle anlar. Önemli olan zoru başarıp başedebilmek her ne yaşıyorsak...
İşte böyle bir kitap...
Bu arada herkesin içinde elbet vardır bir delilik diyerek noktalamak istiyorum.
Hepimiz böyle mi yaşıyoruz? İki yaşam: dışavuran ideal ya- şam, bir de imgelemin egemen olduğu, gizlerimizi sakladığımız içsel yaşam.
İşin garibi, yolculuklarımı ne kadar uzattıysam o kadar uza- ğımda kaldılar. Tradescant yolculuklarını tamamlayabiliyor. Yol- culuklar zamanı güzel geçirmenin bir yolu ve de sonlar az ya da çok belli. Oysa ben yola
Ölümle biten yaşam saçmadır, evet. Bunda kuşku yok. Ama, yaşam ölümle bitiyor diye, kapayacak mıyız gözümüzü, yüreğimizin kapılarını bu yaşanası dünyanın güzelliklerine, bunlar yanında insanların acılarına, çaresizliklerine?
Mademki, yaşıyoruz, yaşadığımız sürece mutlu olmaya, sağımızda solumuzda mutluluk yaratmaya bakmalıyız. Mutluluk, bir yerde ve her yerde, hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, diyor Albert Camus.
Okuduk bitti, kısa, tatlı, guze, her yıl okuduğum için de aşina olduğum bir kitap, yarın öğrencilerimle değerlendirecegiz, belki incelemem değişir.
Su başında durmuşuz.
Su serin,
Çınar ulu,
Ben şiir yazıyorum.
Kedi uyukluyor
Güneş sıcak.
Çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.
• Nazım Hikmet
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş ÖLÜM BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ KİTAP YORUMU
Öncelikle her ne kadar yazım tarzıyla ( noktasız virgülsüz satırlarca yazmak) tanınsa ve çokça olumsuz eleştirilse de, gerek kitaplarının içeriği gerek betimlemelerinin derinliği gerekse konunun içinde sorduğu sorular ve verdiği cevaplarla her zaman beni kendine hayran bırakan yazarlardan biri
“ Hiçbirimiz nesnel bir dünyada yaşamıyoruz; tam aksine, kendimiz anlam verdiğimiz öznel bir dünyada yaşıyoruz. Senin gördüğün dünya benim gördüğüm dünyadan farklı, kaldı ki dünyanı başkasıyla paylaşman da imkânsız. “