Esrârnâme [Sırlar Kitabı], yazıldıktan sonra birçok Fars ve Türk şairini etkilemiştir. Mevlânâ’nın çocuk yaşta iken edindiği bu kitabın onda bıraktığı izler Mesnevî’ye aynen yansımıştır. Daha önce aynı tarzda yazılan ve İranlı şair Senâî-i Gaznevî’ye ait Hadîkatu’l-hakîkat [Gerçeğin Bahçesi] da bu eserin kaleme alınmasında etkili olmuştur. İşlenen bazı konularda Hayyam etkisi açıkça görülmektedir. Attâr’ın edebî hayatının birinci ve en verimli döneminde kaleme alınan bu tasavvufî mesnevî, sembollerle, üstü kapalı ibarelerle doludur..
Attar'ın en önemli şiirsel eserlerinden biri Sufi fikirleriyle ilgili Asrar Nameh (Sırlar Kitabı)'dır. Bu, Mevlana'nın ailesi Türkiye'nin Konya şehrine giderken Nişabur'da kaldığında yaşlı Şeyh'in Mevlana Celaleddin Rumi'ye verdiği eserdir. Attar'ın bir diğer büyük katkısı da zühd veya zühd hakkındaki Elahi Nameh'dir (İlahi Kitap)
Bu kitabi okurken Ey Engin varlığının senin dinginliğinden uzakta
senin bir dalganın gelmesiyle bir çok gemi batar senin yüzünden.
Sanki denize söylenmemiş gibi, bir kıyamet psikolojisi var gibi dizelerde..
Kendini aşmış rubaileri var, diğer Nişaburlu düşünürler gibi.
Rüsumat #okudumbitti
Merhaba arkadaşlar,
Bugün genelde okuduğum eserlerden farklı bir eserden bahsetmek istiyorum sizlere. Bu eser benim için çok özel ve gerçekten 100.yıla yaraşır bir eser.
#rüsumat doğrusu benim için okuyana kadar 154 sayfada anlatılan Milli Mücadele hikayesi niteliğindeydi..
Eser gerçekten incecik. Hani bu tarz eserleri
Bir Milli Mücadele dönemi romanı Rüsumat.
Cephe arkasındaki kahramanlarımızı saygıyla anarak okuduğum, gurur ve gözyaşını harmanlatan bir kitap.
"Ne var ki savaş sadece cephede çarpışmak demek değildi. Bir de cephe gerisi vardı ki bazen ön safhalardan bile daha fazla ehemmiyetli hale geliyordu."
İstiklal Savaşının en şiddetli zamanlarında, cephane yüklü yaşlı bir gemi Rüsumat. Savaş mühimmatlarının kısıtlı olduğu bu zorlu savaşta, düşman donanması ile dolu Karadenizden, Anadolu'ya ulaşmak zordur. Batum'dan aldığı yükü Samsun Limanı'na sevk etmek üzerine yola çıkan gemi, Ereğli' den şark yönüne doğru düşman kuvvetlerinin ilerlediğini öğrenince Ordu'ya demir atar. Düşman kuvvetleri Ordu'ya da gelince mühimmatı teslim etmemek ve Rüsumat'ı düşman eline bırakmamak için gösterilen çaba gerçek bir efsane oluşturur.
Milli Mücadele'nin deniz cephesini bilmek, o zamanları anlamlandırmak adına okunması gereken bir kitap. Ayrıca konuya, aşkın masum hâli, mitolojik hikayeler gibi farklı unsurlar da eklenince ilginin hep canlı tutulduğu bir metin oluşmuş. Mehmet Uluğtürkan yine araştırmacı kimliği, tarihi kurgudaki akıcı kalemi ile okumaya değer bir eser yaratmış.
Merhabalar
"Hayat ve istiklali millete kasteden düşman kuvvetlerine karşı geminiz ve mürettebatınızla birlikte başarılı vazifeler ifa ettiğinizi arzı şükran ile haber aldım. Siz ve sizin gibi kahraman zabitler olduğu sürece Rüsumat ve gemilerimiz, tüm bahriye kuvvetlerimiz Karadeniz'de sonsuza dek parlayacak birer deniz feneri olmaya
"Şimşeklerin kaynağı göktür, gök ise sonsuzluktur."
Kırgız Edebiyatındaki bir hikayeye göre yaşayan, buna tüm benliğiyle inanan yaşlı bir dede ve torununun hikayesidir bu.Annesi ve babası tarafından terk edilen sadece dedesi tarafından sevilen bu küçük çocuğun tek mutluluk kaynağıdır Boynuzlu Geyik Ana.Tüm umudu odur.Ona hiç ulaşamadığı mutluluğu, zenginliği, huzuru getireceğine inanır.Boynuzlu geyik anayı atası olarak düşünür çünkü dedesi buna inanmış, torununu da buna inandırmıştır.Birgün balık olup yüzerek beyaz gemiye, yani babasına kavuşmayı hayal eder.Kısacası bir hayal, hayatı olur çocuğun.
Dedesi onu çok sever. Onun için elinden geleni yapar, okulla yollar ama kendisine yetemez. Yaşına rağmen çevresindeki insanlar tarafından sürekli aşağılanıp, hor görülür, saygı duyulmaz.Var olan bu konumuna rağmen dedesi küçük çocuğun biricik kahramanıdır.Ama ne yazık ki kitabın sonunda biricik dedesi, atasının katili olur.Böylece küçükcük çocuğun kocaman bir hayal kırıklığı olur.
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 202171.1k okunma