448 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Selamlar arkadaşlar, yani bu kitabı okurken bu kadar yakınlarıma anlatıp hakkında heyecanla konuşacağımı, aynı zamanda da bir o kadar sıkılıp, yazara bunun için söyleneceğimi hiç düşünmemiştim. Şimdi hızlıca baştan alayım. Kitabı tamamen rastgele gördüm. Bu aralar böyle bir tık farklı bir şeyler okumak istiyordum ve bu kitabın kurgusunun da
Picasso ve Aşçısı
Picasso ve AşçısıCamille Aubray · Altın Kitaplar · 2018135 okunma
İş arkadaşların bir mama şirketinde çalışmalarına rağmen, insanların bunca parayı niçin evcil hayvanlara harcadıklarını hiç anlamıyor. Onlara göre bunlar ta evinde 20 kedi besleyen yalnız,yaşlı kadınlar, ya sakat, kafa san hasta kişiler, ya hayvanı çocuk yerine koyan çok cuksuz aileler ya da zengin şımarıklar. Şef bile ara sora kendini tutamayıp “Bunlara harcanan parayla,” diyor, “Türkiye’de ki açları duyurur,sokaktaki çocukları, yetimleri kurtarırsın.” Ama adamım gerçekten açları, yetimleri falan dert ettiğine inan mıyorsun. En çok hangisinden nefret ediyorlar çıkartamıyorsun? Ev hayvanlarından mı? Sahiplerinden mi yoksa bu işin kendinden mi?
Sayfa 22 - Metis, ilk basım:Ocak 2011Kitabı okudu
Reklam
68 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Doğum günü kızı
Doğum Günü Kızı romanının kahramanı bir garson kızdır. Kızımızın o gün yirmi yaşına girdiği doğum günüdür. Bir restoranda garsonluk yapan kahramanımızın hayatı ilgi çekici bir öykü olarak sayfaya düşüyor. Restoranın sahibi aynı binanın altıncı katında ofisi olan, yaşlı tuhaf bir adamdır. Şef garson, her akşam restoran sahibinin yemeğini dairesine götürür. Restoran sahibi tavuktan başka bir şey yemez.  İşte o akşam yani genç kızımızın, kahramanımızın yirmi yaşına girdiği akşam… Şef garson hastalanır. Restoran sahibine yemeği götürme görevi öykümüzün kahramanına kalır. Kahramanımız o akşam restoran sahibini ilk kez görecektir. Utana sıkıla, çekine çekine üst kata çıkar. Onu karşılayan ufak tefek yaşlı adam adeta az sonra partiye gidecekmiş gibi şık giyinmiştir.  Yaşlı adam tesadüf eseri bugünün kahramanımızın doğum günü olduğunu öğrenince genç kızın bir dileğini yerine getireceğini söyler… Yıllar sonra anlatıcı ile bir barda sohbet ederken bu olayı anlatır kız. O dileğin olup olmadığını söylemez ama dediklerinden anladığımız bunun zaman alan hatta belki bir ömre yayılan bir dilek olduğudur.
Doğum Günü Kızı
Doğum Günü KızıHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20191,022 okunma
Yazık, konuşamıyoruz. Ne çok şeyleri açıklayabilirdin bana, sen ki sadakatinin değerini bilmeyen sevgili Şef'inle omuz omuza geçirdin o günleri. Örneğin, Ekselansları'nın an­nemle de yatıp yatmadığını öğrenmeyi çok isterdim." Yaşlı adamın irkildiğini görür gibi oluyor. Zayıf, dal­gın bedeni sanki koltukta yaylanıyor. Urania başını uzatı­yor ve babasını inceliyor. Yanlış bir izlenim mi? Dinliyor, sanki yaşlı adamın söylediklerini anlamaya çalışıyormuş gibi bir hali var. "Buna izin verdin mi? Razı oldun mu? Yükselmek için kullandın mı?"
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
"Hanginiz bizi en çok seviyor?" Yaşlı şef kral lear'ın krallığını üç kızı arasında bölmeye karar vermesi bir peri masalı gibi başlar, fakat gelmiş geçmiş en korkunç trajedilerden biri olarak sona erer. Shakespeare'ın kıyamet havasında geçen tiyatro oyununun bu Özgün Manga yaratımında, olay, 18. Yüzyıl Amerika'sının şiddetli tartışmalara yol açan ömürge sınırlarına taşınır. Kral lear bu kez gerçek bir son Mohikanıdır...
Kral Lear (Manga)
Kral Lear (Manga)William Shakespeare · Everest Yayınları · 201077 okunma
"Gözünü buradayken üstünden ayırma," dedi Erak. "Şüpheli bir şey görürsen hemen bana haber ver." "Olmuş bil," dedi Svengal. Ağzı hafif bir tebessümle kıvrıldı. "Görev sırasında kılık değiştirmemi ister misin?" Erak'ın kaşları çatıldı. "Kılık değiştirmek mi? Kimin kılığına gireceksin ki?" "Yaşlı Winfredia Halamın kılığına mesela," dedi Svengal."Ondan asla şüphelenmeyeceklerdir." Erak, yardımcısını öfkeli bakışlarla süzdü. Basit bir gemi kaptanıyken Svengal bana hiç böyle saygısızlıklar yapmazdı, dedi içinden. Birden bazı olayları hatırlayarak başını iki yana salladı. Yok, o zaman da yapıyordu, diye düşündü. "Çık dışarı," dedi. "Çıkıyorum, şef. Yalnız kasabada aksayarak yürüyen yaşlı bir kadıncağız görürsen ona iyi davran. Muhtemelen o ben olacağım." "Hâlâ burada mısın sen?" diye sordu Erak. Ama bu kez bir cevap alamamıştı.
Sayfa 312Kitabı okudu
Reklam
İnönü yetmişdört mü, yetmişbeş mi yaşındaydı... Cezaevindeki damadını görebilmek için, kucağında torunu, cezaevi kapısında bekliyordu. Gazetelerde resimleri çıkmıştı: Üç çeyrek yüzyıl yaşamış, Kurtuluş Savaşı kahramanlarından, Cumhuriyet'in kurucularından, eski başbakan, eski Milli Şef, eski cumhurbaşkanı, kucağında torunu cezaevi kapısında... Bu resimleri gazetelerde görünce, ister istemez bir de kendimi düşündüm. İnönü'nün cumhurbaşkanlığında, başbakanlığında cezaevlerinde olduğum günleri... Çocuklarımız, İnönü'den daha yaşlı babam cezaevi kapısında beklerdi. Görüşmemiz çok, çok zordu. O günlerimin acısıyla, torunu kucağında cezaevi kapısındaki İnönü için, "Nasılmış?.." diye düşünemedim. Çok kişi acınmıştır İnönü'nün o günkü durumuna. Ama bana öyle geliyor ki İnönü'nün cezaevi kapısında, torunu kucağında bekletilişine çokaz kişi benim kadar üzülebilmiştir. Çünkü o acıyı, o acının ne olduğunu ben, ezbere değil, yaşayarak biliyorum.
Sayfa 8
160 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
“Yük trenlerinin boş gelip arpa, buğday ve yulafla dolu döndüğü zamanlardı. Derken kuraklık geldi ve yaylalar kuruyup çürüyene dek soldu. Tahıl yetiştirmeye son verildi ve demiryolu şirketleri vagonları ayırdı ya da arazinin üstünde kullanım dışı bıraktı. İstasyon kapandı, şef daha batıda bir göreve tayin edildi. Bir seneye kalmadan ailelerden
Açıkta
AçıktaJesus Carrasco · DeliDolu · 201445 okunma
Minervanın kuşu, alacakaranlıkta uçar.
Sayfa 120 - Hegel*Kitabı okudu
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
"Tadına duyulmaz zenginlikte ve lezzette bir hikaye." Yaşlı şef Garson, kendi karakterine işlenmiş mesleğini icra ederken ortaya çıkan felsefik bir roman diyebilirim. Mesleğini profesyonelce taçladırmışlığın kalitesi olmuş. Aslında bu hikayede öğrendiğim başka önemli diğer bilgi, bir restoranta gittiğinizde şef garson insan sarrafiyetini kullanarak kişilik ve karakteristlik tahlili yapabiliyor. Hikayenin dalgalarıyla boğuşurken kadının bedeni hakında eleştirel, İronik ve çok yerinde betimleleri ayrı bir muhteşem olmuş. Kaliteli ve doyurucu edebiyat okuyucuna tavsiyemdir. Önemli not : Çeviri fevkalade güzel olmuş.
Garson
GarsonMatias Faldbakken · Timaş Yayınları · 201993 okunma
Reklam
Türkiye Batı bloğunda kalmış, her şeyini Amerika'ya teslim etmişti. Marshall yardımıyla artık küçük Amerika' olunacaktı. Eğitim, askeriye, tarım, madenler, enerji velhasil her şey Marshall yardımı çerçevesinde kurulan Amerikalı ko- misyonlara teslim edildi. Küçük Amerika olacaktık. Hatta Washington Büyükelçimiz orada ölmüş, Ame- rika jest olsun diye onu Missouri zırhlısıyla Türkiye'ye yollamıştı. 'Amerikalı denizciler geliyor' diye İstanbul camile- rine 'welcome' yazılı mahyalar asılmış, kerhaneler be- yaza boyanmış, yaşlı sermayelere o günlerde 'işe gelme- yin' denmişti. Küçük Amerika olacaktık. Batı ile yakınlaşmanın sonucu olarak Amerika 'çok partili sisteme geçin' diye dayatmış, 1946 seçimlerinde açık oy/gizli tasnifle Milli Şef iktidarı elinde tutabilmiş lakin 1950 seçimlerinde Batılı gözlemcilerin huzurunda bu hileleri yapamayınca ezici bir yenilgi tadarak -bir daha geri gelmemek üzere- iktidardan uzaklaştırılmıştı. Bü- tün yurtta Tek parti diktatörlüğünden kurtulmanın se- vinci yaşanıyordu.
Asgari ücret toplantısı sona erdi ve bilin bakalım toplantıda ne konuşulmadı ? + Asgari ücret ... Bu olay bana şu hikayeyi anımsattı ; Kralın biri taht odasında otururken, pencereden sesler gelmiş. ''Güzel elmalarım vaaaaaar !'' bakmış, yaşlı birisi, at arabasında elma satıyor. etrafında müşteriler. kralın canı çekmiş ve baş
YAŞLI ŞEF MSHLANGA:
''..kahkahanın öyle bir türü vardır ki, korkunun ta kendisidir, kendinden korkar.''
YAŞLI ŞEF MSHLANGA:
''Eğer insan bir milletin köpek gibi ayağına kapanmasını istemiyorsa, o zaman ''Ben ne yapabilirim ki, ben de bir kurbanım'' diyerek ucuz bir duygu patlamasının getirdiği bir gülücükle, geçmişi yok sayamaz.''
YAŞLI ŞEF MSHLANGA:
''Beyaz çocuklar bir araya geldikleri ender durumlarda, oradan geçen bir yerliyi soytarı durumuna düşürmek için ona selam verip eğlenebilirler; köpekleri üzerine salıp onun kaçışını izleyebilirler; küçük siyah bir çocukla bir köpek yavrusuyla oynar gibi oynayabilirlerdi; oysa bir köpeğe suçluluk duymadan taş ve sopa atamazlardı.''
Klan sadece ekonomik, dini ve akrabalık işlevleriyle tanımlanmaz, sosyal kontrolün de ana mekanizmasıdır. Klan içindeki anlaşmazlıklar uzlaşma ile çözümlenir, şiddete müsamaha gösterilmez. Klan dışındaki kişilerle yaşanan anlaşmazlıklar zorunlu bir hakemlik gerektirmez, kişi güce başvurabilir ya da misilleme tehdidinde bulunabilir. Klanın atası kurallara uyulmasını ister, ama bu kararını dayatacak güce sahip değildir. Sahip olduğu güç kanuni olmaktan ziyade ahlaki ve ritüel niteliktedir. Şef ve en yaşlı akraba olarak, klandaşları ona karşı ahlaki bir yükümlülük duyarlar; bu yaşlı kişinin, kutsal atalara en yakın kişi olması da bu durumu pekiştirir. Ayrıca o toprakların koruyucusudur.
KonkombalarKitabı okudu
157 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.