Necib Mahfuz 1988 yılı Nobel Edebiyat ödülü sahibi, Mısır doğumlu Arap yazar. Hayatı boyunca Mısır’ı terk etmemiş,Nobel edebiyat ödülünü bile almak için gitmemiştir. Sert, eleştirel üslubuyla tanınır. Aynı zaman Ortadoğu’nun Balzac’ı olarak da bilinir.
Necib Mahfuz aynı zamanda hakkında ölüm fetvası verilen, saldırıya uğrayan, bir dönem
Selim Nüzhet Gerçek'in Claude Farrère'in La Maison Des Hommes Vivants eserinden uyarladığı ve İleri gazetesinde tefrika edildikten sonra 1922'de basılan Canvermezler Tekkesi adlı romanı, okuduğum en değişik kitaplardan biri oldu. Türk edebiyatında gotik unsurların varlığı çok sık rastlanılır bir durum olmamakla beraber
Kitap Psișik yetenekleri olan Riley Thor'nun
dedektif Nick Santiago ile sahte bir nişanlılık oyunu içinde katilin peșine düşmesini anlatıyor. Gizem, romantizm ve komedi unsurlarıyla dolu bir hikaye sunuyor bizlere.
Ama ben Bu kitap için kısaca çok fazla karakter, çok fazla sayfa, çok az olay diyebilirim.
Kadın karakterimizin kalabalık bir yaşlılar grubuyla yaşaması, pisişik güçlere de sahip olmasından mütevellit gördüğü rüyalar yada görülerle kafasında ölülerle de konuşması eklenince baya bir karakter karmaşası yaşadım. Hangisi gerçek hangisi Rüya baya dağıldım. Bir de 496 sayfa pisişik güçlerini vay kabul ettiydi, vay kabul etti eğitim aldıydı derken karşı komşu cinayetini çözmek ve aksiyon sadece son sayfalara kaldı o yüzden de gereksiz uzatmaları okurken sıkıldım. Ya da ara ara okuyunca konudan koptum bilemiyorum.
Oysa yazarın bir önceki kitabını çok severek okumuştum. Sanırım o serisi ile devam ederim buna devam etmem der kaçarım. Kitapla ve sevgiyle kalın Dostlarım.
Herkese selamlar Kitapliktan kitap eritme hareketine devam kapsamında #bircadıylakimevlenir i okudum da geldim.
Her ne kadar kitapta her turlu yaratik cirit atiyor olsa da ismine aldanıp fantastik bir kitap sanmayın ya da fantastik ögeler beklemeyin, zira bu daha çok romantik komedi turundeydi. Fakat bu türde de cok okuma yaptigim için bana gore
Memento Mori- Muriel Spark
Dame Lettie Colston ve hayatlarının son dönümlerinde olan yetmisi çoktan devirmiş arkadaslari isimsiz telefonlar almaya başlar. Arayan kişi sadece "Öleceğini Hatırla" yani "Memento Mori " der. Yaşlılardan bazılarının ölüm fikrini düşünmemeleri bazılarının ise düşünüp korkmalari gecmisleriyle bağlantılıdır.
Kendi evlerinde ölümü akıllarına getirmeyen bu yaşlılar grubu gündelik hayatlarına devam eder. Ölüm karakterlere kitap boyunca kendini hissettirse de bu faili meçhul aramalar kimine göre genç kimine göre orta yaşlı kimine göre yaşlı birinden geldigi düşünülür.
Kitaptaki karakterlerin çok olmasi başlarda anlam kargaşası yaratsa da sonradan oturdu. Kitabi okurken yaşlılarla ve yaşadıkları durumlarla ister istemez empati yapıyorsunuz. Yaşlandığınızda görünmez gibi bir kenara da atilabilirsiniz; kıymet görüp itibar da görebilirsiniz. Aslında bu da bizim hayatı nasıl yaşayıp insanlara nasıl davrandığımıza bakıyor. Kısaca söylemek gerekirse hepimiz ne ekersek onu biçeceğiz, ölümlü dünya!
300 syf.
9/10 puan verdi
Bayıldım. Ucubelikte master yapmış bir mangaydı. Zaten yazar bu tarzın kurucusu da denebilir.
Ana karakterimiz genç Yukie, yaşlılar için sağlık bakım görevlisi. Ne kadar olay yaşasa da asla vaz geçmeden garipsemeden işine odaklı biri. Manga 17 bölüme sahip, 17 farklı hikayesi var. Normalde yaşlılarda olan problemleri(?) yazar gerçekten neredeyse komikleştirip sürreal kılarak harika hikayeler çıkarmış. Çizimlerini de zaten çok beğendim. Animesi olsa izlenir. Okurken de aşırı eğlendim. Her bölüm sonunda daha ne kadar garipleşebilir dedikçe diğer bölümde geliyor. 10 bile veririm ama nedense 9 vermek istedim.
