Bizim için insanların yaşlılık veya ölümcül bir hastalık nedeniyle ölmesi gayet mantıklı görünürken, ilkel insan için durum farklıdır. O, yaşlı bir insan öldüğünde, ölümün yaşlılık sonucu olduğuna inanmaz. Daha uzun yaşayan insanların bulunduğunu söyler. Benzer şekilde, hiç kimse bir hastalık sonucu ölemez, çünkü aynı hastalıktan iyileşen veya o hastalığa hiç yakalanmayan insanlar vardır. Ona göre asıl neden her zaman büyüdür. İnsanı ya bir ruh öldürür ya da büyü. Çoğu ilkel kabile ancak savaş esnasında ölümü doğal bir ölüm olarak kabul eder. Ancak savaşta ölümü bile doğal görmeyen kabileler vardır, onlara göre ölümü getiren düşman ya bir büyücüdür ya da kullandığı silah büyülüdür. Bu garip düşünce zaman zaman daha çarpıcı bir biçime bürünür. Örneğin bir Avrupalı tarafından öldürülen bir timsahın karnında iki tane halhal bulunmuştu. Yerliler bu iki halhalın bir süre önce bir timsah tarafından yutulan iki kadına ait olduklarını söylediler. Anında bir büyü söylentisi yayıldı; çünkü bir Avrupalıyı hiç kuşkulandırmayacak kadar doğal olan bu olay, Levy-Brühl'ün "kolektif simgesellik" dediği varsayımdan birinin ışığında, öngörülemez bir açıklamaya bürünmüştü. Yerliler belirsiz bir büyücünün timsahı büyülediğini ve ona iki kadını getirmesini emrettiğini söylediler. Timsah da emri yerine getirmişti. Peki, hayvanın karnındaki halhalları nasıl açıklıyorlardı? Yerliler bir timsahın emir almadıkça insanları yemediğini belirttiler. Timsah halhalları büyücüden ödül olarak almıştı.
Yaşlılık bu kadar korkunç alçalırsa, Gençlik ne yapsın?
Sayfa 85
Reklam
Öyle günler vardır ki dünya, dayalı döşeli bir odaya benzer; açık renklere boyanmış tavanı gökyüzü gibi hisseder açık yeşil duvar kağıdına, dağlara bakar gibi bakarsınız. Yaşamın rengarenk halısı üzerinde yuvarlanan oyuncakların çocuksu şirin müziği ulaşır ku­laklarınıza. Bazen bu ilkbahar günleri yazın ortalarına, hatta son­bahara kadar uzanır, sonra yaşlılık zamanın çocukluk günlerine dönüşür. Bütün çocuk oyunlarının ve son barışın arkasında yatan bir şeylerin anımsanması gibi dokunaklıdır bu günler.
2023, İthaki YayınlarıKitabı okuyor
"Ne yarar bütün o zamanları hatırlamak? Yadsımıyorum; büyük coşkulardı. Yaşlılık yaklaştıkça, kalp ağrısı oluyorlar. Geri dönülecek bir "20'ler" olmadığı açık seçik duyumsanıyor..."
Sayfa 253 - Doğan kitap
"Kocalarının kafasını ütüleyen bu evli kadınları anlamıyorum. Paraları var, çocukları için bir baba var, güvendeler, yaşlılık günleri güvence altında, ayrıca da sadakat istiyorlar. Abartıyorlar."
Sayfa 184
Birinci neden yaşamındaki her şey hep aynıydı ve bir kez gençliği sona erdi mi hep yokuş aşağı gideceği belliydi yaşlılık dönüşü olmayan izler bırakacak hastalıklar birbirini kovalayacak dostlar birer birer yok olacaktı yaşamını sürdürmekle hiçbir şey kazanamayacaktı tam tersine acı çekme olasılığı hep artacaktı. İkinci neden daha felsefiydi; veronika gazete okuyan televizyon seyreden dünyada olup bitenlerden haberli biri her şey yanlıştı ve kendisi herhangi bir şeyi düzeltebilecek durumda değildi bu tamamıyla aciz olduğu duygusunu büyütüyordu içinde.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.