Her okuyuşumda ağlamadan duramıyorum. Amy Harmon bu kitapta duyguları o kadar yoğun bir şekilde anlatıyor ki. Fern, küçük bir kızken kas distrofisi olan kuzeni Bailey ile büyülenmişcesine bir örümceği izlerken Ambrose gelip örümceği öldürüyor. Sonrasında ise Fern ile beraber örümceğe cenaze düzenliyorlar, işte Fern tam o anda Ambrose'a aşık oluyor. Büyüdüklerinde Fern'in duygularında hiçbir değişiklik olmuyor, ancak Ambrose onun farkında bile olmuyor. Lise bittikten sonra güreş takımındaki yakın arkadaşları ile beraber orduya yazılan Ambrose savaştan tek başına dönüyor. Hiçbir şey onun için eskisi gibi olmuyor, ama bu Fern'in Ambrose için hissettiklerini asla değiştirmiyor. Kabuğuna çekilen Ambrose'u yavaş yavaş hayata geri döndüren Fern bu süreç boyunca hiç pes etmiyor. Bailey'nin hastalığına ve muhtemel sonuçlarına rağmen hayatını yaşama şeklini okurken hem güldüm hem ağladım. Fern'nin Bailey ile olan diyalogları çok güzeldi. Kitap herşeyiyle mükemmeldi kesinlikle tavsiye ediyorum.