Gözlerimi açtım. Neredeyim? Uyurken yatağımdaydım. Evimde! Şu an yemyeşil bir ormandayım. Bu nasıl olabilir? Anlam veremedim ilk önce. Anlamaya çalıştım. Şaşkınlık... Yerini korku aldı bu sefer. Sakin ol... Sakin kal! Derin derin nefes aldım. Etrafa baktım. Kimse yok. Yalnızım. Nasıl geldim ben buraya? Sorular... Sorular... Yaklaşık on dakika
BİR DERİN OKUMA DENEMESİ
Georges Perec’in Kayboluş’undan söz edilmişti. Hiç E harfi kullanmamış diye. Niyeyse aklıma geldi. Ardında Bilge Karasu varmış meğer. Perec bulanıklaşınca anladım. Kılavuz. Asıl oymuş aklımda. Zaten ne olacaktı ki ya Gece ya Kılavuz.
Bilge Karasu da hiçbir eserinde VE bağlacını kullanmamış ya, Perec işte onu
TURUNCU
Soğuk bir kış gecesiydi. Doğa; yeni yılı beklemiş gibi biriktirdiği en sert ve soğuk rüzgarını üzerimize fırlatıyor, dişlerimizin gıcırdamasına yetecek kadar donuk bir hava dağıtıyordu. Rüzgarın uğuldayışı boşlukta süzülüp aceleyle yüzümü yalayarak geçiyor ve sırasını sonraki hava akımına bırakıyordu. Oldum olası bu sert ve kuru havadan
Emre’yle arabanın içindeyiz. Derken deniz kıyısından epeyce yüksekte bir çay bahçesinin önüne, kocaman bir kameriyenin altına park ediyor arabayı. Pembeli morlu beyazlı çan çiçekleriyle bezeli, tül yapraklı bir sarmaşık seli bütünüyle örtmüş kameriyeyi. Bu şehre kaçıncı gelişimiz ama yine her zamanki heyecanla “gerçek değil bu” diyorum, “bu
Dikili taşlar arasında
Küçük çocuk
Elinde şekeri
Yüzünde küçük mutluluğu
Haberi yok ölenlerden, öleceğinden
Bekliyor, geliyor, duruyor
Yanından geçiyor
Kara bir karartı
"Gözlerimi kapatıyorum,birkaç saniye sonra tekrar açıyorum.Evin içi bulanıklaşıyor sonra yavaş yavaş eski şeklini alıyor.Gücüm çekiliyor,beynim uyuşuyor."
Arka planda Nazım Hikmet'in kendi sesiyle okuduğu şu şiir çaladursun, biz de biraz Nazım Hikmet ve kitabı hakkında konuşalım.
youtu.be/w1DfZ3pcaWw
Babasının yirmi beşinci kızı
benim üçüncü karım,
gözlerim, dudaklanm
TARANTA - BABU.
Hayatımı yazsam roman olur diye bir tabir vardır ya, işte; bir adamın 61
unutmak istiyorum seni
Her geçen gün biraz daha acıyor canım
Her geçen gün biraz daha
kan kaybediyor hayallerim,
su alan bir gemi misali, her
geçen gün yavaş yavaş batıyorum.
Uyu,acını unutursun diyorlar.
KAZA
Tablo: hizliresim.com/b6L0W8
“-Gökhan! Gökhan! Ne olursun aç gözlerini. Lütfen! Bak ben buradayım. Kendine gel ne olursun!”
Bu ağlayarak bana seslenen kişi halam. Ancak ben ona cevap veremiyorum. Gözlerimi bile açamıyorum. Gözlerimi açmaya çalıştıkça, daha çok kapanıyor sanki. Ayaklarımı da hissetmiyorum. Neler oluyor böyle?
GÖRÜCÜ
İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum.
--Anne! Ben geldim!
Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu.
--Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben.
Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir