Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş
olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Gülseren Hanım, Dr. Nüvit Hanım bir hasta gönderdi, "mümkünse hemen alıverin," diye rica etti. Şimdi onu gönderiyorum.
Tamam Tuna, bekliyorum.
Kapı vuruluyor ve içeri üç hanım giriyor. İkisinin ağlamaktan gözleri kızarmış. Biri ise şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor. En yaşlı olan, elime bir kâğıt uzatıyor. Nüvit Hanım'ın bana
"YIKANMAK İSTİYORUM" KİTABINI KALEME ALAN SUNA ARAS İLE ALINTILADIĞIM BİRKAÇ SORU VE CEVAP.... BU KİTABI OKUMADIM AMA ÇOK YAKINDA ELİMDE OLACAK.....
Kitabı yazmanız niçin 12 yıl sürdü?
Evet, oldukça uzun ve yıpratıcı bir süreç. Tecavüz mağdurlarındaki
gelgitler var ya, o gelgitler bir anlık bir şey olmadı hiçbir zaman. Örneğin
evine
Sırtım dönük olduğu halde bütün gürültülerin içinden iki kanatlı kahvehane kapısının o yağlı ve ılık açılışını duyuyorum ve bizimkilerden birinin o yavaş patırtısız ve entelektüel gelişini hisseder gibi oluyorum.