Osmanlı'da Tımar (Dirlik) Sistemi
Has, umumiyetle padişahların, vezirlerin, büyük devlet adamlarının elindeki dirliklere verilen isimdir ki bunların yıllık varidatı yüz bin akçeden fazla olurdu. Has sahipleri gelirlerinin bir kısmıyla devşirmeleri besler, vergi verir, devlet giderlerinin bir bölümüne iştirak eder, en az bin “cebelü süvari” (zırhlı ve atlı asker) yetiştirmekle mükellef bulunurlardı. Zeâmet ise yıllık varidatı 20 bin ile 100 bin arasında değişen dirliklere verilen isimdir. Bu varidatın yirmi bin akçesi “kılıç” hakkı sayıldığından, yirmi binden fazlası için her beş binde bir “cebelü” verilmesi şarttır.” Toprak sisteminin en küçük derecesi tımar denilen dirliklerdendir ki bunların senelik geliri üç bin akçeden yirmi bin akçeye kadardı. Bunun üç bini “kılıç,” kalanı “hisse” adını alırdı. Kabaca çizdiğimiz bu sistemin, zamanın şartlarından doğduğuna hiç şüphe yoktur. Arazi mülkiyeti devlette kalmak ve işletecek çiftçilerin her türlü hakkı hukuku gözetilmek kayd ü şartıyla muharebelerde ve devlet idaresinde büyük hizmetleri geçenlere “dirlik” verilmek suretiyle, kendini cihad farizasını ihyaya adamış bir devlete en çok muhtaç olduğu disiplinli, terbiyeli, kültürlü, inançlı askerler yetiştirmiş hem de büyük ölçüde tarıma dayalı ekonomiyi rahatlatmıştır.
Çirmen Zaferi (1376)
İki ordu Edirne yakınlarında Meriç boyundaki Çirmen mevkiinde karşılaştı. 26 Eylül Cuma günü yapılan savaşta Sırplar görülmemiş bir bozguna uğradılar. Sırp ordularının en büyük komutanlarından Uyliyeşa ile Voyvo Meriç'te bir sürü askerini arasında boğuldu, Vurkaşin ise vuruşmada öldü. Bu zafer Osmanlılara Makedonya'nın kapılarını da açtı. Osmanlı akıncıları bu kapılardan girip Sırp Kralı Lazar Grebliyanoviç'i haraca bağladılar, Bulgaristan Krallığı'nı Osmanlı hâkimiyeti altına aldılar. Hatta Bulgar Kralı Şişman, güzelliği dillere destan kızı (veya kız kardeşi) Tamar'ı (veya Mara) Sultan Birinci Murad'a verip Padişahın himayesini garantiledi (1376).
Reklam
Siyasette geldiğimiz üslup bozukluğuna ve ahlak yoksulluğuna tarihimizden bir hikaye ile cevap vermek yerinde olacaktır. Zira gelinen noktada siyasi ahlak dili ortadan kalkmıştır. Büyük Sultan Kanuni Sultan Süleyman dan bir kıssa İşte üslup İşte siyasi zafer ... İran Sultanı Şah İsmail, Yavuz Sultan Selim’e kıymetli mücevherler ile
Devşirme Sistemi
Diyelim ki Osmanlı Ordusu bir beldeyi fethetti. O sırada Yeniçeri Ocağı'nın da adama ihtiyacı var, şayet ihtiyaç yoksa asla devşirme yapılmaz. Ancak ihtiyaç varsa ihtiyaç kadar, 8 ilâ 18 yaş arasında, kanuni ölçülere uygun, soyu, ailesi temiz, mesleksiz, bekâr, sıhhatli çocuklar devşirilir. Tek evlatlı ailelerden çocuk alınmaz. Öksüz ve yetimlere rağbet edilmez. Halkının ahlakça zaafı sabit bölgelere ise asla yanaşılmaz ve kırk hanede bir çocuk olarak seçilip alınır. Alınacak çocukları seçme işi beylerbeyi, sancakbeyi ve kadıların nezaretinde kifayetli bir heyet tarafından yapılır. Bunlar bir yana, zaten yeniçerilerin şöhreti, devşirmelerin sadrazamlığa kadar yükselme ihtimali Hristiyan ailelerinin gözünde bu işi cazip hale getirmek için yeterliydi. Kabiliyetlerine göre, bazı devşirmelerin Enderun'da eğitim gördüğü, bazılarının sadrazamlığa kadar yüksel. diği, bazılarının ilmiye sınıfına intisap edip icazet aldığı, bazılarının mimar ve şair olduğu tarih kayıtlarında mevcuttur.
Pencik Kanunu
Pencik Kanununa göre savaşlarda alınan mal ve esirlerin beşte biri beytülmale, yani hazineye verilecekti. Beş esirden biri veya zamanın icaplarına göre narhedilenin bedeli devlete devredilecekti. Bundan hiç kimse müstesna tutulmayacaktı. Savaşlar devam ediyor, çok sayıda esir alınıyordu. Bunların arasında çocuklar da bulunuyordu. Bu çocuklara “Pencik oğlanları” deniyordu. Öyle ki bunlar 18-20 yaşlarına geldikleri zaman sağlam birer mümin, mükemmel birer asker olurlardı ve bunlardan, dünyaya parmak ısıttıran bıyığını balta kesmez, bileği bükülmez yeniçeri yiğidi vücut bulurdu. Orhan Gazi zamanında “yaya” ismiyle atılan ocağın temeli” bu sistemle güçlendi ve dünyanın en muazzam ordusuna çekirdek oldu.
İlk Veziri Azam ve Pencik Kanunu
Devlet büyümüş, devlet genişlemişti. Yeni düzenlemelere ihtiyaç gösteriyordu. Çandarlı Kara Halil'e kazaskerliğinin yanı sıra vezaret-i uzmâ (başbakanlık) mevkii de verildi. Esası 1361'de getirilen “Pencik Kanunu” ile başlayan devşirme usulü, sistematize edildi. Bu usul yeniçeri ocağına temel oldu.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.