Baharlar geçti, sonu gelmedi baharların Ama o sonuna gelmişti takatının. "Satayım anasını." dedi bir gün, "Bekleyemem keyfini Ankara"nın." Karar verdi, zamanıydı istifasının. Haberi duyunca çağırdılar Ankara'dan, "Aman!" dediler, "İdare ediver biraz, Senin gibi kıymetli az, Yerine gelecekleri yetiştiriver biraz." Halbuki niyeti babacığımın, Teknesine bir motor almaktı o yaz. Tekne deyince yanlış anlamayın, Altı metre bir sandaldı,
Bi mezerci varmış, bu mezerci ağustosun sıcağında bile kaputnan mezer kazarmış. Adamın biri dayanamamış sormuş: Arkadaş, demiş, nedir bu hal, neden böyle bu yazın sıcağında kaputnan mezer kazarsın? Mezerci yanıt vermiş: Arkadaş, kazarım ki kazarım. Bunca senelik mezerciyim, her gelen ölünün sahibine sordum, neden öldü, soğuk algınlığından dediler. Ben de şimdi soğuk alıp ölmemek için yaz kış kaputnan gezer, çalışırım.
Bilgi Yayınları
Reklam
Halkın ağzında şöyle bir fıkra vardır: Bir dervişe "nerden geliyorsun" demişler. "Kar rahmetinden geliyorum" demiş. "O ne diyardır" demişler. "Soğuktan ere zulüm olan Erzurum'dur" demiş. "Orada yaz olduğuna rast geldin mi" demişler. "Vallahi, 11 ay, 29 gün sakin oldum. Halk hep yaz gelecek dediler. Ben göremedim" demiş.
Sayfa 199 - Erzurum
"Emel Sayın; 'Bir tek şeye sızlıyor içim! Keşke bir çocuğum olsaydı.. Bana hep daha çok gençsin, önce işin, önce sanatın, daha şöhretin başındasın, dediler ama keşke kimseyi dinlemeseydim.'."
yaz geliyor dediler yazdım gelmedi
HAVUZ BAŞI Beyazıt Havuzu'nun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet
Reklam
Yaz gelir de Arab atlar yarışır Bayram gelir, kanlı, kinli barışır Dediler sevdiğim elle konuşur Divane gönlüme güman da geldi
Oğuz Kağan o yıl yaz aylarında Azerbaycan vilayetini de aldı. Burayı vergiye bağlayıp Türk ülkesine ekledi. Kendi has atlarını, otlakları çok geniş ve güzel olan Ucan Ovası'ndaki meralarda besledi. Oğuz Kağan, orada bulunduğu sırada bir gün herkesin toplanıp birer sepet toprak getirmelerini, getirilen toprakları düzgünce yığmalarını ve burada büyük bir tepe yapmalarını emretti. Önce kendisi bir sepet toprak getirip döktü. Bizzat kendisi toprak döktüğü için bütün askerler birer sepet toprak getirip döktüler. Sonunda toprak yığıldı, çok büyük bir tepe oldu. Toprak getirerek oluşturulan bu tepenin adına sonradan Azerbaynan dediler. Türkçede "Azer" yüksek; "baynan" ise "zenginlerin, uluların yeri" anlamına gelmektedir. Bu ülke, bu şekilde meşhur oldu. Bugün de Azerbaycan demelerinin sebebi budur.
Sayfa 90 - Togan, a.g.e., s. 30.Kitabı okuyor
Hidayetten sapanlara nasıl yaklaşılır?
Yezid b. Esam anlatır: "Şam'da, geçim sıkıntısı çeken bir adam vardı. Zaman zaman, Hz. Ömer'in yanına gelip giderdi. Uzun süre gelmeyince, Hz. Ömer adamı merak etti ve: "Filânın oğlu filân ne durumdadır?" dedi. "Efendim, o adam kendisini iyice içkiye sardırmış." dediler. Hz. Ömer, kâtibini çağırdı ve ona: "Yaz! Ömer b. Hattab'tan filân oğlu falana. Sana selam olsun. Kendisinden başka ilâh olmayan, günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden ve cezası da çetin olan Yüce Allah'a hamd ederim. Ondan başka ilâh yoktur ve hepimizin dönüp varacağı yer O'nun huzurudur." Sonra, Hz. Ömer çevresindeki arkadaşlarına döndü ve: "Kardeşinize, Allah'a kalbiyle yönelmesi ve Allah'ın tevbesini kabul etmesi için dua edin." dedi. Hz. Ömer'in mektubunu alan adam mektubu defalarca okudu ve kendi kendine: "Günahları affeden tevbeleri kabul eden ve çetin bir şekilde cezalandıran..." demek Hz. Ömer, beni, Allah'ın cezasıyla tehdit ediyor ve Allah'ın affedeceği vaadiyle bana ümit veriyor." diyordu. Hz. Ömer, bu adamın daha sonra düzeldiğini ve içkiyi terk ettiğini öğrenince, şöyle dedi: "Bir Müslüman kardeşinizin hidayetten saptığını gördüğünüzde, siz de şöyle yapın ve ona dua edin. Onu ıslah etme yolunu arayın. Allah'ın, kendisini affedeceğini söyleyin. Tevbe etmesi için, Allah'a dua edin. Tam aksine, daha da kötüye gitmesi için şeytana yardım etmeyin."
Sayfa 343Kitabı okudu
Son zamanlarda en çok muhatap olduğumuz sorulardan biri de evlilikte denklik meselesi. Özellikle kadınların top yekûn tahsil ve meslek sahibi olmaları bu anlamda farklı bir durum ortaya çıkardı. Şöyle ki; öğretmen, avukat vs. olup da evliliği erteleyen birçok kardeşimiz, hali hazırda kendilerine gelen taliplerinin dini ve ahlaki durumunu olumlu
Reklam
Korku düşmeye dursun bir kere... İflah olmazdı orada, o sessizlikte gayrı.
Gönlümü ihmal etmezsem, vicdanımı bastırmazsam, kalbimin çağrılarını ertelemezsem bir adım atamazdım biliyorum.
827 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.