Her tablosu için bin frank önerirlerdi ona, Gustave küçümseyerek gülümser, sesinde acı bir umutsuzluk, insanların topunun alçak yaratıklar olduğunu, hiçbirinin onun fırçasına değmediğini söylerdi. Sanatı, kutsal sanatı, onun ne denli büyük olduğunu anlayamamış zavallı insanların, cüce yaratıkların aşağılamasına bırakmayacağını haykırırdı lordların yüzüne.
Sayfa 134Kitabı okudu
Eğlenceye, oyuna, entrikaya gelince, mabiş için her şeydir bunlar. Ya giyinip kuşanışları, sokakta yürüyüşleri... Cilvelidir mabiş, fıkır fıkırdır, her şeyiyle yapmacıktır. Gelgelelim bütün bunlar gözü dönmüş, bir bakıma soysuzlaşmış, taze, gerçek güzellikten zevk alma duygusunu yitirmiş erkekleri kendine tutsak edebilir ancak. Hiç gelişmemiştir mabiş. Bir kuş akılcılığı, bir kuş yüreciği vardır. Ama albenisine diyecek yoktur. Davranışları öylesine kibar, konuşması öylesine çekicidir ki, ister istemez kapılırsınız ona. Görülmemiş bir yenilik diye takılırsınız peşine. Aslında güzel olanına da seyrek rastlanır... Yüzünde kötü, insana ters gelen bir şey de vardır. Ama önemli değildir bu. Cıvıl cıvıldır bu yüz, oynaktır. Yapmacık duygululuğun, sahte davranışın esrarıyla dopdoludur. Mabişin bu yapmacıklığından hoşlanmasanız bile, yapmacık içtenliği, bu içtenliği takınışındaki ustalığı, becerisi şaşırtır sizi. Hoşlanırsınız ondan.
Sayfa 129Kitabı okudu
Süsleyip püslüyorlar onu, faytonla ya da atla gezintiye götürüyorlar, balolarda dansa kaldırıyorlar ya... Çikolata yiyor, erkekler davranışlarıyla ona bayıldıklarını anlatıyorlar ya... Karşılıklı ilişkilere bu dış görünüm oldukça başarılı, soylu bir biçimde verilmiştir. Kısacası yücedir, şövalyecedir ilişkiler... Bundan iyisi de can sağlığı artık...
Sayfa 127Kitabı okudu
Şu da var, aşk evlilikleri giderek daha bir olanaksızlaşmakta, handiyse yüz kızartıcı bir ayıp sayılmaktadır.
Sayfa 126Kitabı okudu
Elde edeceklerini elde edince her şeyi kaybetmek korkusu huzursuz etmeye başlar insanı...
Sayfa 109Kitabı okudu