Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

A. Erol Göksu

A. Erol GöksuHasret yazarı
Yazar
6.3/10
4 Kişi
43
Okunma
3
Beğeni
2.480
Görüntülenme

A. Erol Göksu Gönderileri

A. Erol Göksu kitaplarını, A. Erol Göksu sözleri ve alıntılarını, A. Erol Göksu yazarlarını, A. Erol Göksu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anlam ve anlamsızlığı birbirine karıştırmak ne kadar yanlışsa; bu, insanı doğru yoldan nasıl uzaklaştırırsa, eşitlik ve adaletin de birbirinden ayrı tutulması gerekir. Tıpkı aşk ile sevgi kavramlarının bana göre aynı olmaması gibi. Bazı konular ve bazı ifadeler vardır: tıpkı gecenin karanlığının bittiği, sabah şafağın söktüğü anı birbirinden ayırmanın zorluğu gibi. Bir şey eşit olmayabilir, çoğunlukla da böyledir zaten. Ama adaletsiz olmamalıdır. Eşitsizlik doğanın kendindendir. Eşitsizliklere rağmen yaklaşımlar adil değilse, haklar eşit ya da uygun değilse, işte bu adaletsizliktir. Bu durumda aykırı, mizantropi duygular ortaya çıkar; anlam ve anlamsızlık sekteye uğrar.
Sayfa 74 - Az KitapKitabı okuyor
İnsanların büyük kısmı, bu dünyayı geçici, hayal, yalan: yaşayan insanları da birer misafir olarak görür ve buradaki hayatın anlamı üzerine yoğunlaşır. Burası ''imtihan dünyası'' sözü dillerden düşmez. Aşık Veysel'e de dünyadan ne anladığını sormuşlar o da ''Say ki, bir pazar yeri dolaştım, üç metre bez aldım, gidiyorum'' demiş. Bilinen bir gerçek var ki, fakiri de, zengini de, yaşlısı da, genci de, şöhretlisi de, ünvanlısı da, makamlısı da aynı bezden götürüyor. Başka bir madde yok. Bezin kadifelisi, ipeklisi de yok. Gerçi olsa bile değişen bir şey yok. Herkes için sadece bir bez. Ancak ölümün gerçekliği hayatımızı doğrudan anlamsız kılmaz. İnsanlar arası ilişkilerde, sanatta, kültürde, hatta kariyer yolunda, maneviyattan sapılmadığı sürece, hayatımız bu dünya için gerekli olan anlamlı amaçlarla donatılabilir.
Sayfa 72 - Az KitapKitabı okuyor
Reklam
Hayatta her şeye sahip olmamız, her şeyi başarmamız, he şey olmamız imkânsızdır ve nasıl olsa hepimiz sonunda öleceğiz. Bu nedenle, gerekli ve asıl olanı keşfedip ona odaklanmak; bizi boş yere meşgul eden, zamanımızı, enerjimizi, maddi kazancımızı harcayan boş ve anlamsız şeyleri kendimize yüklenmekten çok daha mantıklıdır. Bu dünyada bize verilen, sadece Yaradan'ın bildiği sınırlı zamanımızı en iyi şekilde kullanmaya çalışmak, kaynaklarımızı ve gücümüzü ahiret dünyasının gerçekliğiyle bilincinde kullanmak, anlamlıdır
Sayfa 65 - Az KitapKitabı okuyor
Evet, gerçekten de bir çok şey, çok gereksiz. Hele televizyondaki yayınların bir çoğunu, sosyal medyadaki paylaşımların birçoğunu izlemek gerçekten zaman kaybı. İnsan ''bu izlediklerimden ne aldım, bana ne verdi?'' sorusunu kendine sormalı. İnsan öldürmek, katillik oluyor, peki ya zaman öldürmek?''
Sayfa 63 - Az KitapKitabı okuyor
Hatasız insan yoktur. Herkes hata yapabilir, önemli olan hatasını bilmek, kabul etmek ve düzeltmek için adım atmaktır. Bu adım ki, kişinin içinde bulunduğu durumun gerçeğiyle yüzleşmesini ve doğru bildiği yanlışlarını düzeltmek için harekete geçmişini gerektiğinden, genellikle en zor olanıdır. Şu geçici, üç günlük dünyada insanlar arasındaki kırgınlıklara, küskünlüklere baktığımız zaman, çoğunun hatadan dönmeyi ya da bir özür dilemeyi karşıdakinden beklemekten kaynaklandığını görürüz.
Sayfa 58 - Az KitapKitabı okuyor
İnsan ne zaman dini duygulara bürünüyor ve dinin ne zaman en güvenli sığınak olduğunu düşünüyor? Ağır bir hastalığa yakalandığında, ağır bir kaza geçirdiğinde, bir doğal felaketle karşılaştığında, denizde boğulma tehlikesine maruz kaldığında ya da mesela içinde bulunduğu uçak türbülansa girdiğinde. Örnekleri çoğaltılsa da, kısaca insan ölümle burun buruna geldiği zaman, kendisine Allah'tan başkasının yardım edemeyeceğini akıl ettiği zaman ve tek çare olarak duanın gücüne inandığı zaman. İnsan her şeyin geçici, her canlının ölümlü olduğunu hatırladığı zaman, hem insan olarak merhamet duygularının daha hassaslaştığını hissediyor hem de hayatın anlamını daha iyi anlıyor. İşte anlayınca da, hem de bu dünya ve hem de öbür dünya için çalışmaya gayret gösteriyor. ''Bir musibet, bin nasihatten evladır'' sözü, bu anlarda daha anlamlı hale geliyor.
Sayfa 59 - Az KitapKitabı okuyor
Reklam
Dünyanın geçici olduğunu bilmemize rağmen, hala dünyevi hırslarla dolu insanların varlığı yadsınamaz. Çok zengin olup lüks ve konfor içinde yaşayan, ekonomik sıkıntısı olmayan insanların bazıları, hala daha fazla zenginlik elde etmek için sürekli çabalar. Onlar, doyumsuz bir hırsa sahiptirler. Tabi ki bunun iyi yanı olduğu kadar kötü yanı da var. Bilinçli bir şekilde ekonomik olarak büyümek, elbette daha fazla insana istihdam sağlama imkanı verir. Ayrıca devlet de bu kişilerin vergisinden yararlanır. Ancak müthiş zenginliğe sahip bu kişilerin hedefi, sadece servet sahibi olmaksa, bu onda önce gizli, sonra alenen strese, kaygıya, tatminsizliğe yol açabilir. Ama zenginliğini Allah'ın kendisine bir lütuf olarak görürse ve bu zenginliğini bir araç olarak kullanır, kendisine daha ulvi bir hedef belirlerse, belki de o zaman o da, o son noktaya kadar huzur içinde yaşayabilir. Yani herkesin kendi hayatında denge sağlaması önemlidir. Dengeyi sağlamak demek, yaptığı ve yapacağı hayır hasenatla zenginliğinin şükrünü eda etmesinin yanı sıra, öbür dünya için de yatırım yapması anlamına gelebilir.
Sayfa 53 - Az KitapKitabı okuyor
Ölümün mutlaka tecelli edeceğinin bilgisine ve deneyimine sahibiz. Bu tecelli anının yaşla falan da ilgili olmadığını biliyoruz. Herkesin sınırlı ömrünün ne kadar olduğunu ancak Allah bilir. İnsanın nasıl yaşadığı, nasıl öldüğü sadece Yaradan tarafından bilinir: işte bu, kişinin kaderidir. Nerede, ne zaman, nasıl? Dinimizdeki kader inancı, felsefedeki Determinizm öğretisine göre de, her şey önceden belirlenmiştir ve değişmesi mümkün değildir. Yani nerede, ne zaman nasıl sorularının cevabı, önceden tasarlanmıştır. Peki, hiç bir şey değiştirilemezse, kader diye bir şey varsa, ölümle burun buruna gelen , ruhunu teslim edeceği sırada yeniden hayata dönen bir kişi, ömrünü artık nasıl yaşamaya başlar? Aslında belki de ona, önceki yaşantısından ders alacağı yeni bir fırsat sunulmuştur.
Sayfa 52 - Az KitapKitabı okuyor
''Dünya fani ölüm ani'' sözü gibi, ölüm aniden gerçekleşebilir. Çünkü bu, hayatın bir parçası ve hayatın en büyük gerçeği. Bugün çok zengin, sağlıklı, sportmen, hiçbir sağlık sorunu olmayan genç ve dinamik bir insan bile herhangi bir sebepten, ansızın bu sona erebilir. Yolculuğa, seyahate çıkan bir insan, bavulunu hazırlayıp pasaport, kimlik, bilet, para durumunu önceden kontrol ediyor. Bir seyahate öncesinde olduğu gibi, önemli olan, mutlak olan bir şeye (ölüm) hazırlıklı olmaktır.
Sayfa 52 - Az KitapKitabı okuyor
İşte, ölüm kavramı bize hayatımızın sınırlı olduğunu ve her günün değerli olduğunu hatırlatmaya yardımcı oluyor. Yani maksat, günü gün edip vakti öldürmek değil, tam tersine değerlendirmek olmalıdır. İşte bu kavram, aslında insanoğlunun bu dünyadaki geçici, kısa vadeli tatminlerle boşuna oyalanmak yerine faydası olacak şeylere odaklanmaya teşvik ediyor. Sonuç olarak hayatımızın geçici olduğunu ve ahiret hayatının sonsuz olduğunu unutmamak önemlidir. Hayatımızı bizi ahirete yaklaştıracak şekilde yaşamaya, bugünkü kararlarımızın ve uğraşlarımızın bize sonsuz huzur getirmesini sağlamaya yönlendiriyor. Huzur ancak manevi tatminle kazanılıyor.
Sayfa 56 - Az KitapKitabı okuyor
81 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.