9.1/10
19 Kişi
140
Okunma
8
Beğeni
2.318
Görüntülenme

Öne Çıkan Ahmet Kartal Gönderileri

Öne Çıkan Ahmet Kartal kitaplarını, öne çıkan Ahmet Kartal sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Ahmet Kartal yazarlarını, öne çıkan Ahmet Kartal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Benim gözlerim senin yüzüne öyle âşık ki, gözlerimin her biri diğerinin seni görmesini kıskanıyor.” | Hüseyin Baykara
Sayfa 38 - Baykara Meclisi’nden Yansımalar
Reklam
Sözlerimi Nurettin Topçu’nun milletle ilgili şu sözleriyle bitirmek istiyorum: “Millet, kökleri mâzide, gövdesi halde bulunan, dalları ve yaprakları istikbâle uzanan, geçmişte, halde ve gelecekte hatırâları, temâyülleri ve tasavvurlariyle birleşmiş olan varlıktır. Mâziden gelip halden geçerek istikbâle akan bir nehir gibidir. Milleti yaşatan hayatî kuvvetler onun mâzisinde gömülüdür. Bu kuvvetler hâlin hayat tarlasını suladıktan sonra yine kaybolmaz, toprağa gömülmezler, istikbâli de onlar yaratırlar.”
Sayfa 105 - Milli Birliğimizin Üç Kaynağı
"Fânîlik köyünde, akıllı ile deli birdir. Denizin dibinde taş ile inci danesi birdir. İyi ve kötü sayma işi ortadan kalkınca mescid ile meyhane birdir." Rind ü Zâhid, Fuzûlî
Sayfa 362
Zülf-i dilber gibi ey Zâtî perişânsın yine Cevri bî-hâd yohsa bir yâr-ı perî-şânun mı var [ Ey Zâtî ! Güzelin zülfü gibi yine perişansın. Yoksa eziyeti sınırsız bir peri şanlı yârin mi var ? ]
Dîvânu Lugati't-türk'te geçen ve her şeyin kendi cinsiyle yaşaması yolunda söylenen "kılıç tatıksa ış yunçır, er Tatıksa et tunçır = kılıç paslanırsa iş kötüleşir, adam Farslaşırsa kanı bozulur" (Divânü Lûgati't-türk, c. II, s. 281-282) atasözü o dönemde var olan millî şuuru yansıtması bakımından manidardır.
Sayfa 67
Reklam
Lâle soğanı, sadece bir sap ve bir çiçek verdiğinden lâle tevhîd işareti sayılmıştır.Lâlenin Arapça yazılışı da 'kelime-i tevhîd'in harfleriyle başlar.Yine Arapça Allah'ın başındaki "elif" harfi ile lâle arasında bir benzerlik kurulabildiği gibi lâledeki "lâmelif, lâm ve he" harfleri ile islâmiyetin sembolü olan "hilâl" kelimesi yazılmakta, bunun yanında yukarıda belirttiğimiz gibi ebced hesabıyla "Allah" ve "lâle" kelimeleri aynı sayıyı yani 66 sayısını vermektedir.İşte bundan dolayı diyebiliriz ki, lâle doğal ve estetik özellikleri bir yana İslâmî bir yorumlayışla kutsal sayılmış; Allah'ın yaratıcılığını en güzel yansıtan varlık kabul edilmiştir.Nitekim: Yokdur bu âb u tâb ne mihr ü ne jalede/İzhâr-ı kudret eylemiş Allah bu lâlede" beyti bunu ifade etmektedir.
Sayfa 9 - AKÇAĞ YAYINEVİ, ANKARA- 1998,
17.yy’da kırk âyetlerin de manzum olarak tercüme ve tertip edildikleri görülmektedir. Daha çok Münşî olarak tanınan Şâhî mahlasıyla şiirler yazan Okçu-zâde Şah Mehmed Efendinin manzum Kırk Ayet Tercümesi türünün İLK ÖRNEĞİ olarak dikkat çekmektedir.
nef’î
Padişah, şairin Sihâm-ı Kâzâ’sını okurken, yakınında bir yere yıldırım düşmesi üzerine elindeki şiir mecmuasını yırtar ve Nef’î’yi azlettirerek bir daha hiciv yazmaması için kendisinden söz alır. Zamanın şairlerinden biri buna işaret ederek Nef’i’yi şöylece yerer:  Gökten nazire indi Sihâm-ı Kâzâsına Nef’î diliyle uğradı hakkın belasına Sultan IV. Murat’ın emri veya izniyle idam edilen şairin cesedinin denize atıldığı rivayet edilir.
Sayfa 463 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Gerçi kim derler cihanda ârife bir gül yeter Ârife bir gül yeterse bana yârım gül yeter
76 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.