Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Ayçil

Ali AyçilSur Kenti Hikayeleri yazarı
Yazar
Editör
8.5/10
822 Kişi
3.495
Okunma
281
Beğeni
22,5bin
Görüntülenme

Ali Ayçil Gönderileri

Ali Ayçil kitaplarını, Ali Ayçil sözleri ve alıntılarını, Ali Ayçil yazarlarını, Ali Ayçil yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zannedildiği gibi tehlikeli olan gece değil gündüzdür. Karanlıkta her şey aslına rücu eder; kurt kurtluğuna, korkak korkaklığına. Oysa gündüz hepimizin bir parçasını inşa ettiği devasa bir tiyatro sahnesidir. Sıkça o sahneye çıkar, oyunumuzu oynar, sonra da aşağıya ineriz.
Sayfa 92 - Dergâh Yayınları,3. BaskıKitabı okuyor
Kimse, dünyanın bir tek “ân”ını içine sığdırmayı başaramıyor. Aşka düşenler hariç...
Sayfa 50 - Dergah Yayınları 4. Baskı
Reklam
İnsan bakmayı zamanla öğrenir.
Sayfa 36 - Dergah Yayınları 4. Baskı
Belki de dünya, içine konuk olduğum bir anlık gafletten ibarettir. Belki de ben, bir anlığına gaflete düşmüş bir başka ruhun dalgınlığından ibaretim burada...
Sayfa 32 - Dergah Yayınları 4. Baskı
Eşyaya tapındıkça, canı çekilen ruhumuzun ıstırabını duymamak için, müsekkin niyetine şenlendirdiğimiz karanlık bir ormana benziyor bizim büyük kentimiz. Sükünetini koruyabildiğimiz tek yer mezarlıklar. Artık dinlenmek için oraya gidebiliriz!”
Sayfa 29 - Dergah Yayınları 4. Baskı
Dünyanın mı ölümde yoksa ölümün mü dünyada konakladığını birbirine karıştırdık kimi zamanlar. Ama kimse yadırgamadı onu, kimse bir talancı gözüyle bakmadı. Geldiğinde, şehrin bütün kapılarından aynı anda girdi içeriye ve herkese duyurdu geldiğini. Biz bu şehirde öğrendik ki; anonsu yapılmamış bir ölüm, tenha bir ölümdür!..
Sayfa 23 - Dergah Yayınları 4. Baskı
Reklam
Böylelikle ilk kez, babamızın gözlerinde bir göç öncesinin alınganlığını görürüz; saçlarının fazlasıyla beyazlaşmış olduğunu görürüz. Görürüz ki, onun alnı yaşadığımız coğrafyanın kaderiyle aynıdır. Sanki hiç mola verilmemiş bir savaşın cephe yerine benzeyen bu alın aslında bizzat hayatın alnıdır.
Sayfa 19 - Dergah Yayınları 4. Baskı
Her gün elbiselerini giydirip sokaklara saldığımız o “biraz” yabancının, zamanın karşısında nasıl da eriyip gittiğini fark etmeyiz bile. Oysa ilkin ve hep onun elbiseleri yaşlanır, ilkin ve hep onun saçları ağarır, ilkin ve hep o öksürür.
Sayfa 18 - Dergah Yayınları 4. Baskı
Hep böyle oluyor: Hep böyle birdenbire düşüp, tekrar tırmanmaya başlıyorum dünyaya...
Sayfa 13 - Dergah Yayınları 4. Baskı
Kuşkusuz beni bitkin düşüren bir yolculuk olacak bu; aralarında hiçbir insicam bulunmayan bir sürü hatıradan sonra yeniden dünyaya, o kovulmuşların evine geri döndüğümde, bir kez daha, “hatırlamak da bir ihanettir' diye söyleneceğim.”
Sayfa 9 - Dergah Yayınları 4. Baskı
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.