Ali Bektan (d. Üsküdar, İstanbul), Türk gazeteci ve köşe yazarı.
Gazeteciliğe 1984 yılında Tercüman gazetesinde başladı. Daha sonra Güneş, Sabah, Hürgün ve Yeni Asır gazetelerinde çalıştıktan sonra 1986 Ocak ayında Günaydın gazetesine geçti. 1997 yılına kadar muhabir, magazin müdürlüğü ve editörlük yaptı. Akşam Dergi Grubu'nda çalıştı. Haftalık dergi ve gazetelerde, haber ve yazı işleri müdürlüğü yaptıktan sonra 2006 Ocak ayından itibaren günlük yayınlanan Gazete 34 adlı İstanbul gazetesinde köşe yazarlığı görevini sürdürüyor.
Geçmiş ile gelecek denilen kavramlar, sadece bizim gibi sonsuzluğun pek kısa bir zaman diliminde yaşayan varlıklar için söz konusudur. Allah için zaman sonsuzluktur.
16 MART 1920’de İstanbul’un işgal edilmesi üzerine , KemalettinSami Paşa Anadolu’ya Geçerken
gemide bir Hintli ile tanışır.Bu adam Mustafa Sağır’dir . Milli Harekete yardım için Hint müslümanlarını’nın
kendisini gönderdiklerini söyler.Böylelikle paşayı etkilemiştir.Ankara’ya telgraf çeken Sami Paşa,Mustafa
Sagir’e ilgi gösterilmesini ister.Bir süre sonra Sami Paşa Atatürk’e Hintliyi anlatır ve görüşmesini rica
eder.Ertesi gün Atatürk ,Mustafa Sagir’i kabul eder. Bu görüşme uzun sürer.Hintli gönderilir.İki paşa
yalnız kalınca Atatürk:
“Bana bak Kemal bu adam casus!…” der Sami paşa:”Aman paşam siz de çok şüphecisiniz” diyerek
Atatürk’e inanmaz. Atatürk konuşmayı keserek yaveri Hayati Bey’i çağırır ve şu emri verir:
-“Bu Hintli İngiliz Casusu olacak..Kendisini takip etsinler.Mektuplarını da sansürde çok dikkatli
okusunlar...”
Bundan sonra mektuplar o zamanlar kimya hocası olan Avni Refik Bey’e verilir.Bir iki tecrübeden sonra
gizli yazılar bulunur.Mustafa Sagir yakalanarak suçu itiraf ettirilir ve idam edilir.
Osmanlı'nın bittiği, düşmanın Anadolu'yu işgal ettiği o karanlık günlerde Atatürk'ün bilgisinin, askeri dehasının yanına "parapsikolojik" yeteneklerini de katarak ulkeyi ve insanları kurtardığını söyleyebiliriz.
Amerikanın gizli planlarının olduğu muhakkak ama paranoyaklık derecesine çıkmayacak şekilde irdelenmesi gerektiğide bir gerçek. Uzayın bu kadar engin olduğu bir durumda süper dediğimiz güçlerin plan yapmadıklarını enazindan akıllı varlıkları aramadıklarını düşünmek zaten kibir olurdu.
Kitap beklentimi karşılamadı. Daha dolu daha detaylı daha farklı şeyler bekliyordum sanırım. Şaşırdığım hiçbir şey okumadım. Yani çok parapsikolojik değil de bazı yeteneklerin iyi kullanılması gibi. Yani hayatı iyi okumasının sonucu gibi...
Falcı kısmına hiç gerek yoktu...
Farklı bir kitap.. Atatürkün ne kadar Uzak görüşlü büyük bir lider olduğunu bilimsel tezler eşliğinde açıklayan, Atatürke olan hayranlığnızı biraz daha perçinleyen güzel bir kitap...