bu kitabı kendim seçerek almadım. arkadaşımının kitabıydı ve kenarda öyle duruyordu.o da okumamıştı.ilk gördüğüm zaman önemsemediğimi itiraf edebilirim.sonra başlamak istedim.ilk başlardan güzel olacağının izlemini vermişti bana.içindeki bilgiler olsun, yazarın samimiyeti olsun severek okudum.ilk defa bir kitabı okurken sabahladım ve ilk defa bir kitabı çizmeden okudum.yazar genel düşüncelerini sunuyor bize. değerli olduğumuzu sürekli bize hatırlatıyor.bu kitabı salt okumadım ama edebilik de beklemedim.çünkü yazarın bize vermek istediği bu değildi , bizi düşündürmek istiyordu.ve düşündüm de... ve itiraf etmeliyim ki sanırım eksikliklerimi başka birileriyle kapatma ihtiyacı duyuyordum ama yazardan sonra bu düşüncelerimin üzerine düşünme fırsatını yakaladım.sanırım kendimde eksik olan bir şeyi karşı taraftan da beklemem çok olması gereken bir şey değil. insan kendisinde eksik olduğunu düşündüğü bir şeyi kendisiyle kapatmalı bunun yükünü karşı tarafa yüklememeli.onun haricinde sagopa’nın şarkı sözlerinin kitapta olması da çok hoşuma gitti.ben, yazarın kitabı tam da tadında bırakıp bitirdiğini düşünüyorum.ve unutmadan gerçekten şu sözü ne kadar çok sevdiğimi söylesem az olacak ama gerçekten çok sevdim:
“ben bir kelebeğim.yarın öleceğim. bir günüm var o da bugün.”
sevgiler...