Kadınların tek suçu, erkek egemen bir toplumda farklı vücut yapısına sahip olmalarıydı ve bu farklı vücut tipi günahın başlıca sebebi olarak görülüyordu.
Bir gecede okuyup bitirdiğim, bildiğim gerçekler olmasına rağmen okurken etkilendiğim, konusu gereği epeyce sarsıldığım, gerçekçi, etkileyici, okurunu hem düşündüren hem de okuma zevki veren bir kitap. Müthiş!
Kitap hem günümüz İstanbul’unda hem de ortaçağ İtalya’sında geçiyor. Günümüz olan kısmı romanın konusu, İtalya olan kısmı kitap olarak
Kutsal Cehalet, dini kullanan insanları, cinsiyet eşitsizliğini, cehaleti ve bunlardan mağdur olan masum insanları anlatan çok üzücü ama ne yazık ki bir o kadar da gerçeğe ayna tutan bir kitaptı. Özellikle ülkemizde kadınlara ve çocuklara olan şiddet bu kadar fazlayken, dini kullanan insanlar bu kadar çokken her kesimden insanın okuması ve ders alması gereken bir kitaptı. (Sadece içindeki bazı sahneler yüzünden belirli yaşın altındakilere öneremiyorum.)
Genelde kitaplarda biraz daha süslü bir anlatım severim ama bu kitabın belirli bir amacı olduğundan sadeliğine çok dikkat etmedim. Herkesin anlayabileceği ve akıcı bir dilde tam olarak istediklerini okuyucuya aktarmış yazar. Okuması bile çok zor olan bir hikaye olsa da içinde umut da olan bir hikayeydi kesinlikle.
En Sevdiğim Karakter: Anna
Kutsal CehaletAşkın Zengin Akkuş · Dark İstanbul · 202130 okunma
Kitabı okurken düşünmeden edemedim. Engizisyon Mahkemelerinden bu güne neredeyse din adına verilen kararlar, sapkınlıklar hiç değişmemiş. İnsanoğlu sorgulamayı bıraktığı zaman başkaları onun hakkında ne kadar kolay karar veriyor hiç düşündünüz mü? Hele bu karar sizin en kutsalınız olan din adınaysa. Hangi dine mensup olduğunuzun bir önemi yok.