1972’de Bursa’da doğdu. İlköğretim ve lise tahsilini Çanakkale’nin Biga ilçesinde tamamladı. 1995’de M. Ü. İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 1996 - 2002 yıllarında öğretmenlik yaptı. 2000-2005 yılları arasında Kadından Topluma Eğitim Grubunun İhtisas Çalışmalarına katılarak Psikoloji ve Pedagoji eğitimi aldı. 2005 yılında M.Ü. İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalında yüksek lisansa başladı. Türk Psikologlar Derneği ve çeşitli danışmanlık merkezlerinde Öfke Kontrolü ile ilgili atölye çalışmalarına ve seminerlere katılarak eğitim aldı. “Dini Motiflerle Öfke Kontrolü” konulu tezi ile yüksek lisansını tamamladı. 2002 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nda vaizeliğe başladı. Halen bu görev ile birlikte Kadıköy Müftülüğü’nde Aile İrşad ve Rehberlik Bürosunda çalışmakta, yurt içi ve yurt dışında alanı ile ilgili seminerler vermektedir. Evli ve üç çocuk annesidir.
Kızgınlık " ruhumuza acı veren bir durumun işareti." öfke ise " ifade edilmemiş, ifade edilse de duyulmamış, anlaşılmamış, kabul görmemiş kızgınlıkların toplu halde yaşanması veya ortaya dökülmesidir."
Toplum içerisinde saygınlığını koruma adına olumsuz durumlarda kendisini kontrol edebilmeyi becerebilen bireyler, yakın ilişkiler söz konusu olduğunda kontrolsüz bir şekilde öfke patlamaları yaşayabiliyor.
Öfke kendiliğinden, sebepsiz olarak ortaya çıkan bir duygu değildir. Öfkenin uzun süre kalpte yerleşmesi sonucu kin ve intikam alma arzusu ortaya çıkar. Öfkenin giderilmesi için öfkeyi oluşturan sebeplerle uygun şekilde mücadele etmek gerekir. ( Ülkemizde bir çok sosyal siyasal hukuksal olayın ardındaki bir olgunun da bu durum olduğunu düşünüyorum.)
Saldırganlık bir davranış , öfke ise normal ve insani bir duygudur. Öfkenin saldırganlığa yol açtığı durumlar vardır fakat tek ifade yolu saldırganlık değildir.