Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Benoit Becker
Benoit Becker Reviews
You can find Benoit Becker reviews, Benoit Becker book reviews, Benoit Becker ratings on 1000Kitap.
Merhaba dostlarım. Bir korku gerilim romanı okudum bugün. Çabuk korkan bir insan olarak korku seviyesine 4/10 veriyorum. O kadar çok yazım hatası vardı ki, delirdim okurken. Noktalama, büyük küçük harf, boşluk hataları gibi birçok şey gözüme çarptı. Yine de var olan hatalara rağmen bitirmekte hiç zorlanmadığımı da söylemem gerek.
Anlatım dili fazla basitti, betimlemeden uzak bir romandı diyebilirim. Akıcı yazılmış olması sebebiyle göz ardı edilebilir. Keyifli bir okumaydı tek gün içerisinde bitirdim.
Konusunun ilgimi çekmesi benim için büyük avantaj, aksi takdirde okunacak kitap değil. Ortalarına kadar tahmin ettiğim şeylerin, kitabın ortasını geçtikten sonra tahminlerimle uyuştuğunu gördüm. Aynı zamsnda sonunu kesinlikle beklemiyordum, olayın aslını Clara ne zaman anladıysa ben de o zaman anladım.
Dikkat spoiler içerir.
Thorwald adında bir adam ilk karısı öldükten sonra evine aldığı hizmetçi Sigrid'e karşı bazı cinsel duygular besler ve en sonunda onunla evlenir. Ancak Amalstad'daki şatosunda hayat istediği gibi gitmez. Bazı sesler duymaya başlamıştır ve Sigrid de hastadır. En sonunda hiç istemese de Sigrid'in kardeşi Clara'yı şatoya çağırmak zorunda kalır. Clara, Sigrid'in ikiz kardeşidir ve ona inanılmaz derecede benzemektedir. Evde beraber yaşamaya başlayan bu ikili yakınlaşır. Ancak Sigrid iyice zıvanadan çıkmış ve Thorwald'ın kedisi Amigo'yu bile öldürmeye kalkmıştır. En sonunda dayanamayan Thorwald, 5 tane morfin iğnesi yapıp Sigrid'i öldürür. Ancak şatoda sanki o ölmemiş gibi çığlıklar, piyano sesleri duyulmaktadır. Dışarı çıktılarında bile kafede onun paltosunu görür. En sonunda dayanamayan Thorwald, kendini uçurumdan deniz atar. Cesedi bulunamamıştır. Clara eve döner ve Sigrid'i görür. Aslında bu olayı tamamen beraber planlamışlardır. Onu öldürüp servetine konmak için Clara adamı kandırmış ve vasiyetini değiştirmiştir. Şimdi bütün malı mülkü satıp o para ile yurt dışına çıkmalara gerekmektedir. Ancak bu sefer işler tersine dönmüştür. İkisi de şatoda kalmak istemez. En sonunda denizden bir ceset çıkar ancak yüzü tanınmaz haldedir. Bu arada kaldıkları otel odasında Sigrid tek başına iken kapı çalar. Acaba gelen kimdir? Yoksa Thorwald ölmemiş midir? Oyun içinde oyun mu vardır? Clara şatodan otel odasına döndüğü zaman ne ile karşılaşacaktır? İnsanı gerim gerim geren bir roman.
Uzun zaman sonra ağzımı açık bırakan bir gotik edebiyat romanı okudum bugün...
Ölüm Şatosu, pek çok yönüyle insanı etkileyen bir eser.Gotik edebiyatın bilindik örneklerinden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz.Kitap o kadar akıcı ve yalın bir dille kaleme alınmış ki sayfalar ellerinizin arasından akip giderken fark etmiyorsunuz bile
Gelelim konusuna, Thorwald isimli ana karakterimiz felçli ve ruhsal problemleri olan eşi Sigrid ile birlikte bir şatoda yaşamakta olan çok varlıklı bir adamdır.Her gece eşinin acı ve korku dolu çığlıklarıyla uyanmaktadır.Ne kadar yol denediyse de bu duruma bir çare bulamamıştır.
Eşinin sakin olduğu anlardan birinde kız kardeşinin ismini sayıklaması üzerine Thorwald, Clara'yı ablasına destek olması için çağırır.Fakat bu yeni misafirin şatoya gelişi ortalığı çok daha fazla karıştıracaktır.
Her gün acı dolu çığlıklar atıp sinir krizleri geçiren Sigrid'in bakımına kendini adayan bu iki kişi zamanla yakınlaşacak,bu süreçte Thorwald eşinin kendisi hakkında asıl maksadını öğrendiğinde geri dönüşü olmayan bir davranışta bulunacaktır.Asıl olaylar tam da bu noktada başlar...
Ürkütücü, şaşırtıcı ve çarpıcı bir romandı benim için.Hem klasik hem korku romanı olarak adlandırabileceğim bu kitabı bu konulara ilgisi olan herkese önerebilirim
Anlatımı sade. Tek bir olayın mekan değiştirmeksizin yalnızca dört kişi arasında yaşanıyor olmasına rağmen -sürükleyici olmasa da- akıcı bir kitap. Kitabın içerisinde yaşanılan olaylar fazlasıyla sıradan olmakla beraber, okuyucuyu şaşırtmak için zekice bir son yazılmaya zorlanmış. Okuyucu olayların içerisinde sonu rahatlıkla tahmin edebiliyor. Kısa bir yolculuk esnasında okunulabilecek bir kitap.
Boş bir kitap. Çerezlik bile değil bence. Bir günde bitti, bitirmek için zorladım kendimi. Bi ara karanlıkta okurken ürkmedim değil ama olay örgüsünden tutun yazım tarzına kadar çok kötüydü hele sonu facia şekilde bitti. Çok ağır eleştirdim ama haketti günümü çaldı
Tavsiye üzerine edinip okuduğum bir kitap. kurgusu gerçek kesit senaryosu gibi, ki gerçek kesit inanın daha başarılı.Birazda Kemalettin Tuğcu'nun Siyahlı kadınına benzettim. Kitapta en sevdiğim karakter evin kedisi Amigo'ydu.
Kitaba başlarken korkunç şeyler beklemiştim, ama hevesim boşa çıktı. Çok korkutucu bir hikâye değil ama akıcı bir şekilde ilerliyor. Tavsiye ederim. Belki de, bana korkutucu gelmedi. Daha korkunç şeyler okuduğum için. Belki başka bir insanın bakış açısından bakarsak, belki de ona korkutucu gelmiştir bu kitap.
Bugüne kadar yüzden fazla korku filmi izlemiş ve bir sürü korku kitabı okumuş olmama rağmen hiçbirinden bu kadar etkilenmedim.
Açıkçası kitabı okurken gerildim ve tamam her şey bitti dedikten sonra asıl olay başladı. Yazarın anlatım tarzı bayağı iyi.
"Thorwald'ın ölmemiş olması, en az ölmüş olması kadar dehşet vericiydi...
Ne var ki, birinci ihtimâlden, yabancı bir ülkeye kaçarak kurtulmak mümkündü...
İkincisinden ise... Cehenneme bile gitse, kurtulmak mümkün değildi."
Aniden sıçradı...Aşağıda koridorodrun sonunda,bir şey kımıldamıştı. Evet bundan emindi;geceliğe benzeyen beyaz bir şeyin;karanlıkta belirip kaybolduğunu gördüğüne emindi.Bütün gücüyle, soğukkanlı olmaya, kendini toparlamaya gayret etti:
Yok canım!..Gülünç bir şeydi bu,insan böylesine koyu bir karanlığa bakınca gözlerinin önünden beyaz şekillerin geçtiğini görür gibi olurdu.
Alt tarafı basit bir göz aldanmadıydı bu!..İlerledi.Terliklerinin, bu derin sessizlikle, böylesine berbat bir gürültü çıkaracağını hesaba katmamıştı hiç. Her adım atışında kar üzerinde yürüyormuş gibi çıtırtı yayılıyordu etrafa.Durdu...Neredeydi kibritler?Mutfakta, evet mutfakta ve mutfağa gidebilmek için merdivenleri inip holü geçmesi gerekiyordu.Merdiven başına gelince tabutun hâlâ orada, bırakıldığı yerde durduğu düşüncesine kapıldı, dehşet içinde çekine çekine eğilip baktı!..
Punto büyüklüğü, çevirisi, konusu,su gibi akıcı anlatımı ile harika bir kitap.
Bitirmeden elinizden bırakamayacaksınız 160 sayfadan çok daha fazlasını bulacaksınız...
Kitapta bahsedildiği gibi "ÖLÜMÜ İLİKLERİNİZE KADAR HİSSEDECEKSİNİZ..."
Herkese selam 7/10
Başlangıçta her şey güç gelir. Kaçınılmaz bir şeydir bu…
Sinirlilik ve korku, bulaşıcı hastalıklar gibidir, bazen insanan insana geçer.
Bedelini ödedikten sonra, istenilen her şey elde edilir.
Bugün Ölüm Şatosu adlı gerilim romanıyla karşınızdayım. Kalın olmayan, yalın bir dille yazılmış fena sayılmaz diyeceğim bir roman. Okurken tahminlerde bulunduğumda ortalarda ve sonlarda çoğunu doğru bilmişim diye kendimle gurur duydum. Yani tahmin edilebilir ama bu okumayı sıkıcı hale getirmiyorum.
Gelelim konusuna. Baş karakterimiz bir adam. Karısı vefat edince bir kere daha evleniyor. Fakat ikinci eşi hastalanıyor. Böyle olunca kardeşi Calarayı çağırıyorlar. Kız geliyor gelmesine ama işler daha da karışıyor. Olaylar bir şeyler sonrasında adamın ikinci karısıda ölüyor. Sonrasında evde hayalet vari olaylar olmaya başlıyor. Bu sadece adamı etkiliyor. Sonrası maaşesef kitapta okuyup öğrenebilirsiniz iyi okumalar