Dayanışma sevinçten değil acıdan doğar. Herkes kendini birlikte zor bir anı paylaşan birine kendisiyle birlikte mutlu bir olay yaşayan birinden daha yakın hisseder.
Mutluluk bölerken mutsuzluk dayanışma ve birlik kaynağıdır. Neden? Çünkü ortak bir zafer sırasında herkes kendini hak ettiğine göre incinmiş hisseder. Herkes kendini ortak bir başarının tek var edeni hisseder.
Kaç tane aile bir mirasın paylaşılması sırasında bölünüyor? Kaç tane rock and roll grubu başarıya kadar kaynaşmış kalıyor? Kaç tane politik hareket iktidara geldiğinde dağıldı?
Etimolojik olarak Fransızca sympathle (sempati) sözcüğü "birlikte acı çekmek"
demek olan sun patileln sözcüğünden gelir. Aynı şekilde "compassion" (ilgilenip acıma) sözcüğü de kaynağını Latince'de "birlikte acı çekmek" anlamına gelen cum patior sözcüğünden alır.
İnsanlar katlanılmaz bireyselliklerini kendilerini ait hissettikleri topluluğun şehitlerinin acılarını düşünerek terk edebilirler. Bir topluluğun bağlılığı ve gücü hep birlikte yaşanmış
büyük bir iç acısının anısında yatar.
Karıncaların Devrimi bu sene okuduğum en bilgilendirici ilk 46 sayfaydı. Buraya kadar taşınan olay örgüsü de şahane. Tadından yenmiyor şimdilik. Umarım değişmez.
“Ve Melek, doğmak üzere olan bebeğin dudaklarına parmağını bastırarak şöyle fısıldar; ‘Unut bütün geçmiş hayatlarını, unut ki bu hayatında seni rahatsız etmesin.’
Yeni doğmuş bebeğin dudaklarının üzerindeki küçük çukur, işte o dokunuşun izidir..”