"Bu hayat bana şunu öğretti, hayatımız üzerinde sandığımız kadar kontrol sahibi değiliz, çoğu zaman boş yere hırs yapıp telaş ediyoruz, ne yaparsak yapalım en sonunda iş olacağına varıyor."
Palu ailesini duymayanımız kalmamıştır diye düşünüyorum. Yazarımız da aslında bu gerçek hikayeden yola çıkarak yazmış olduğu bu kurguyu, bize o denli rahatsız edici bir şekilde olay örgüleriyle harmanlayarak okutuyor ki ağzınız açık kalıyor, şoktan ve sinirden tırnaklarınızı kemiriyorsunuz. Gerçekten böyle travmaları, trajedileri yaşayan insanlar ve çocuklar olduğunu bırakın bilmeyi, düşünmek dahi insanın psikolojisini, huzurunu bozacak bir durum; ama maalesef ki böyle olayları artık o kadar çok duymaya başladık ki şaşırmaktan ziyade artık korkmaya başladık. Kitabı okurken keşke bir kurgu olsaydı deseniz de biliyorsunuz ki birçok noktasıyla aslında bu kitap yaşanmış bir olayı anlatıyor. İyi okumalar...
Bir çocuğun biyolojik olarak değişimini anlatan bir kitap olarak başladı , keşke masumca bunu anlatsaydı . Fakat yazar vermek istediği mesajın dozunu kaçırınca , bende bazı şeyleri normalleştirmeye , masumlaştırmaya çalışıyor hissi yarattı ve ben böyle hislerden hoşlanmam
Dil , üslup derseniz çok akıcı . Su gibi akıyor zaten . Ama su gibi akıyormuş diyede öneremem. Çünkü bu konuda ben belli bir yere kadar saygı duyarım , ondan sonrası bana göre sapıtmışlık . Yazarı bir daha okumam demiyorum, tekrar şans vereceğim.
Mazarin MavisiCem Kalender · Doğan Kitap Yayınları · 202093 okunma
İnsan kendi iyiliği için bazen Allah’ın kapısını çalmalıydı. Gidilecek en güvenilir kapı onun kapısıydı, geleni geri çevirmezdi, gelene neden geldin demezdi; bunalanı,sıkışanı, darda kalanı ondan daha iyi misafir edecek kimse yoktu. Sen ona bir karış yaklaşırsan, o sana bir adım yaklaşırdı, sen ona yürüyerek gidersen o sana koşarak gelirdi. Teslim ol istiyordu sadece, ram ol istiyordu, bahşettiği nimetlere şükret istiyordu, her nimet kendi cinsinden şükür isterdi zaten.