"İnsanın terbiyesi yine insanladır. Kişi insanla imtihan olmadıkça, başkalarından gelen bela ve musibetle yüzleşip sabretmedikçe kendi terbiyesini gerçekleştiremez."
90’larda sosyal medya yoktu. Bizler Gırgır gibi dünyaca ünlü bir karikatür dergisinin espirilerine gülerek büyümüş bir nesildik. Leman, Lemanyak hayranlarının müdavimi olduğu cafeler vardı. Gazetelerde karikatür köşeleri heyecanla takip edilirdi. Kötü Kedi Şerafettin’in ciddi hayranıydım. Bayır Gülü’ne bayılırdım. Yıllar geçti. Karikatür dergileri almaz oldum. En son 2000 lerde Selçuk Erdem’in kitabını almıştım. Ne çok özlemişim.
Mizah, müzik gibi insana iyi gelen, ruhunu tedavi eden, bence zekayı da geliştiren görsel bir sanat. Mizahtan kasıt bel altı, bol küfür kullanarak küfürle komik olmaya çalışanları kastetmiyorum. Güldürürken düşündüren, hayatın içinden Cihan Ceylan’ın karikatürlerini kahkahalar atarak okudum. Tavsiyemdir sakin yerde okuyun :) Bazılarını sosyal medyada görmüştüm. Bir arada olmaları ilaç gibi geldi. Evet biraz küfür var. Yemekteki baharat gibi, kıvamında olmuş. Recep İvedik filmlerindeki gibi direk küfür ve bel altıyla mizah yapmıyor. Yazardaki zeka kıvılcımları kitaptan sıçrıyor. 30 yaş üstü okurlar için çok anlamlı espiriler var. Kahkahanız bol okuyacak kitabınız çok olsun…
.
KarikatürlerCihan Ceylan · Mürekkep Basın · 200927 okunma
Kullanıcısı olduğumuz sitede yaptığımız incelemeler kullanıcı adlarımızla, kullandığımız cümleler ile, kitabi okuduğumuz zaman ile, kitap bittikten sonra hissettiğimiz duygular ile oluşuyor.
Her incelemenin başına, her cümlenin başına-bence boyle hissettiriyor- dememiz gerekmiyor degil mi?
Farklı kullanıcıların yorumlarına bakarak