1970’ler ile 2000’li yıllar arasında Belfast’ta üniversite hocalığı yaparken bir yandan aktif mücadele içinde yer aldı. Halen Binghamton Üniversitesi’nde (New York) sosyoloji profesörü olarak çalışmaktadır. İrlanda’nın gelişimi, toplumsal hareketler, İrlanda, ABD ve Türkiye hapishanelerinde uygulanan tecrit üzerine çeşitli kitap ve makaleleri bulunan O’Hearn, aynı zamanda, ABD’de tecrit altında tutulan mahkûmlarla yakın bir ilişki içindedir.
Bobby Sands ve yoldaşlarının ölümle sonuçlanan açlık grevi hakkındaki en yetkin kaynak olan Yarım Kalmış Bir Şarkı, 2011’de “Allessandro Tassoni Ödülü”ne (Modena, İtalya) ve 2012’te Uluslararası “Citta di Cassino Letterature dal Fronte Ödülü”ne (Cassino, İtalya) layık bulunmuştur. Kitap, ayrıca, Kaliforniya başta olmak üzere çeşitli ABD hapishanelerinde 2011 ve 2013’te yaşanan geniş katılımlı açlık grevlerine de esin kaynağı olmuştur.
Burada hepimiz Cumhuriyetçi Savaş Tutsaklarıyız, ne cezaevi idaresi, ne Kuzey İrlanda Dairesi, ne de İngiliz Hükümeti'nin söyleyeceği ya da yapacağı hiçbir şey bunu değiştirebilir. Bizi istedikleri yere tıksınlar, istedikleri kadar çıplak bıraksınlar; bizleri düşürmek için ellerindeki her türlü aracı kullanabilirler. Korkunç koşullar altında, sürekli taciz edilerek ve hayvanlar gibi hücrelere tıkılmış halde dondurucu bir kış ve cehennem gibi bir yazı geride bırakarak bu zamana kadar geldik.
Bizlere zulmedenler, aklımızdan hiç çıkarmadığımız şeye kulak verseler iyi ederler: "Bütün cephanemizin altını üstüne de getirseniz ezilmeyi reddetmiş bir adamın karşısına dikecek hiçbir şey bulamazsınız."
Her şeyi unutsanız bile şunu hatırlayın. İnsanın özgürlüğü için işlediği hiçbir suç, özgürlüğünü ondan alanların işlediği suçlardan daha büyük olamaz... Onlarla açık bir savaşta silahlarımızla göğüs göğüse çarpışabileceğimiz günün hiçbir zaman gelmeyeceği muhakkak, bu yüzden taktiklerimizi korkaklıkla suçlayacaklar. Ancak bizim de kendi silahlarımız var. Unutmayın ki, İngilizlerin tüm bir cephanesiyle o ihtişamlı kudretleri bir araya gelse, ezilmeyi reddetmiş bir adamın karşısına dikecek hiçbir şey bulamazlar. Bizim silahımız İrlandalının sözcükleri, fedakarlığı ve nihayet şehadetidir. Zulme dayanma kabiliyetimiz öyle büyük olmalı ki sonunda onların zulmedecek gücü kalmamalı. Sonunda onları bitirecek olan şey tek başına ve yalnızca budur: Şehadet.
Ben siyasi bir mahkumum. Siyasi bir mahkumum, çünkü ezilen İrlanda halkı ile baskıcı, istenmeyen ve ülkemizden çekilmeyi reddeden yabancı bir rejim arasında yıllardır süren bir savaşın zayiatıyım.
İrlanda ulusunun Tanrı tarafından bahşedilmiş bağımsız egemenlik hakkına, ayrıca İrlandalı her kadın ve erkeğin bu hakkına silahlı devrimle sahip çıkma hakkının olduğuna inanıyor ve arkasında duruyorum. Hapsedilmiş ve çıplak olmamın, çektiğim işkencelerin sebebi bu .
... Ölmemin amacı sadece H Blokları'ndaki barbarlığa son vermek ya da siyasi mahkum olarak hak ettiğimiz statünün tanınması değil, esas olarak burada kaybedilenler Cumhuriyet adına kaybedilmiş olacağı ve "ayaklanmış bir halk" olduğunu öğrenmekten büyük bir onur duyduğum insanlar, o reziller tarafından zulme uğradığı içindir.
Her şey bir gün geçecek.
Yeter ki umut yaşasın!
Ne bir varlık ne de sonsuz bir güçtür
Özgür insanı yenen.
Bu ne güç, hangi yabancı güçtür?
Bilgeyi yenemezler
Hür iradeyi yenemezler.
Burası orasıdır,
Özgürlüğün yeşerdiği yer burasıdır.
Çok acılı bir okuma oldu, çünkü hikayenin sonunu biliyorsun. Bir şeyler olsun da değişsin istiyorsun ama olmuyor tabi ki. Zor bir okumaydı. Yaşamı bu kadar seven, bu kadar hayat dolu bir insanın, ulusunun yazgısını sırtlanıp, Britanya emperyalizminde somutlanmış zulme karşı hücre hücre ölümünü okumak insanı burkuyor. Yani ölümü hak eden bir dolu
Emperyalist, sömürgeci ve kan emici İngiliz zulmüne karşı ülkesinin bağımsızlığı uğruna elinde kalan son silahı olan bedeni ve hayatı ile direnen Bobby Sands'ın mücadelesini anlatan etkileyici bir belgesel-roman okudum.
Roman tekniği, edebi derinlik, çeviri kalitesi gibi ayrıntıları bir tarafa koyarsak konusu ve Bobby'nin hapishanede verdiği