Kaç bin fidan tanıdım olağan ölümleri yaşamayan.....
Ve kaç bin yüz tanıdım hiç olağan gülemeyen......
Çocukluğumda olağan oyuncaklarımı hep saklardım,
Gençliğimde ise olağan ve de sevda yüklü kitaplarımı,
Ben olağan duygunun anlamını bilmiyorum.....
Senin gibi sevemiyorum, yeniden öğret bana
Sevmenin olağan boyutunu
Göğsümün kirişlerine yaslanmış haykırıyorken hasretin, kurumuş bir çınar yaprağı gibi düşüyor gözlerin nehrime.
Seni düşünürken alnımın damarı çatlıyor,
Bir çıkış yolu bulamıyorum Kahrıma.
Yakmak isterdim bütün haritaları
Sınır, mayın, tel örgü kalksın diye
Söylemek isterdim, her dilde özgürlük şarkısını
Dil'e yasak koyanlar, kendi dillerinden utansınlar diye...
Anlatmak isterdim evhamsız bir yarını
Çocukların mavi yüreklerine öylesine...
Yazmak isterdim kavgasız vuslatları
Yalansız sömürüsüz bir tarihin ak sayfalarına...
Çizmek isterdim barışı semaya
Bulutlar sevgi ile yağmurla dönüşsün diye
Haykırmak isterdim yerli yabancı bütün canilere bir bir " Ölüm sizin de yazgınızdır" diye