Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emin Karaca

Emin KaracaNazım Hikmet'in Aşkları yazarı
Yazar
Çevirmen
8.1/10
46 Kişi
250
Okunma
9
Beğeni
4.265
Görüntülenme

Emin Karaca Gönderileri

Emin Karaca kitaplarını, Emin Karaca sözleri ve alıntılarını, Emin Karaca yazarlarını, Emin Karaca yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
❛gözleri siyah kadın, o kadar güzelsin ki çok sevdiğim başına yemin ediyorum ben: koyu bir çiçek gibi gözlerin kapanırken bir dakika göğsünün üstünde olsa yerim ömrümü bir yudumda ellerinden içerim. gözleri siyah kadın, o kadar güzelsin ki...❜
Sayfa 9 - Cumhuriyet gazetesi
416 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu
''Ben Senin Cemâziyelevvelini Bilirim''
Türk basını, başlı başına ilik söktürücü ve kalem kırıcı, hakîkaten yorucu bir basındır. Türk basını hiçbir zaman boş kalmamıştır, yalnızca boş bırakılmıştır. Devamlı gün içindeki gelişmelerden etkilenmiştir. Basına yönelik zorla kısıtlamalar getirilmiş, yurt dışına kaçırılan gazeteciler olmuş, devamlı atraksiyonların okları içinde kalmıştır.
Türk Basınında Kalem Kavgaları
Türk Basınında Kalem KavgalarıEmin Karaca · Gendaş Yayınevi · 19985 okunma
Reklam
Upuzun Hakaretler
Uzak geçmişte, kalem kavgacılarına göre birbirleri karşılıklı olarak: -Rezil, denî, alçak, hain, dinsiz, ırzsız, akılsız, edepsiz... -Leş kokulu vicdanlı, yılan yutmuş kertenkele... -Amerikan mandacısı, vatan haini... idi. Cumhuriyetin ilk yıllarında, kalem kavgacılarına göre birbirleri karşılıklı olarak: -Müseccel vatan haini, rezilin ihaneti, dolandırıcı... -Uluyan menfur, matbuat dolandırıcısı, Baba Tahir'in melanet çömezi, menfur adam... -Boynunda lanet halkası taşıyan adam, hepsi bir kelime ile alçak... -Su katılmamış burjuva, sahte komünist, provokatör, şarlatan... -Göbels'in müdafaa vekili, faşist, komünist, çıfıt, Bolşevik Dudu, eli maşalı çingene, Selanik dönmesi, derebeyi, sen Türk değilsin, dönmesin, iş adamı gazeteci, müfteri, inkılâp ve rejim düşmanı... idi. 1940'larda, 50'lerde ve 60'larda, kalem kavgacılarına göre birbirleri karşılıklı olarak: -İngilizci, Almancı, faşizm yanlısı, NAZİ taraftarı, vatan haini, Moskova ağzı, totaliter, Türkçü ve ırkçı, komünist edebiyatçısı.... -Sefiller, mahutlar, şüpheli adam, müseccel vatan haini, habis, dolandırıcı, iblis, melun... -Domuz, terbiyesiz yazar, kahpelik, alçaklık, köpek uluması bir kudurgan... -Hırt, kerata, rezil, namussuz, maskara, tonton, birtakım deyyuslar, anası fahişe, çanta hırsızı... idi. Yakın dönemde, kalem kavgacılarına göre birbirleri karşılıklı olarak: -Atatürk düşmanı, gerici, solcu, faşist, komünist, cuntacı, avantacı, Babıâlinin Pravdası, Marksist, dönek, eski Marksist, Ex-Marksist, özel görevli, MİT ajanı, liboş, yağdanlık, abrakadabran, ihale takipçisi, gerzek, iki metrelik cüce, alçak... idi.
Çakma Gazetecileri İyi Özetlemiş
''Önce solcu gazetede devrimcilik yapacaksın. Devrimciliğin o kadar ileri gidecek ki ünlü solcular ile birlikte 'Vietnam Halkı ile Dayanışma Derneği' de kuracaksın, sonra, televizyonculuğa merak sarıp ekranda boy göstereceksin. Devir değişecek, solculuktan çark edip liberal olacaksın. 'Liberal' olmakla kalmayacaksın, kendin de şirket kurup kapitalistler arasına katılacaksın. Bu arada bir basımevi kuracaksın, çalıştığın gazetede iş adamları ile röportaj yapıp, röportaj yaptığın bu iş adamlarının basım işlerini de üstleneceksin. Şirketin 'ödeme güçlüğü' içine düşünce şirket paylarının bir kısmını bir ünlü şirketin sahibine devredeceksin. Günlerini ve gecelerini iş adamlarının sofralarında geçireceksin gerekince, patronunun ihalelerini takip için belediye başkanlarının kapılarını aşındıracaksın. Askerî dönemde 'askerci', sivil dönemde 'iktidarcı' olacaksın. Hiçbir konuyu araştırmayacaksın, araştıranlara da 'sahiplerinin sesi' olarak saldırıp, 'aferin' alacaksın. Başbakanlar, bakanlar, valiler, generaller ve iş adamları ile bir masada yemek yemeyi 'ödül sayacaksın. 'Memo gazeteciliği' budur.''
Uğur Mumcu'dan Mehmet Barlas'a, 23 Şubat 1988Kitabı okudu
''Marksist dönek Çetin Altan, M. Şevket Eygi'nin yönetimindeki İslâmcı Zaman gazetesinde, 'Türkiye'de irtica yoktur' açıklamasını yaptıktan sonra 'Uğur Mumcu abrakadabracı ve MİT ajanıdır' diye üstlendiği görevi sürdürüyor.''
Sayfa 356 - Uğur MumcuKitabı okudu
Ağır Hakaret :)
''Holding şarlatanlığı ile gazetecilik ayrı ayrı konulardır. Önce okuyun, sonra yazı yazın, sizi 'liberal tosunlar' sizi!''
Sayfa 354 - Uğur Mumca'dan Altan'lara, 27 Ocak 1988Kitabı okudu
Reklam
Bedii Faik'ten Necip Fâzıl Kısakürek'e
''Vaktiyle din ticaretinde sömürdüğü biçârelerin paralarını kumar masasında yerken, yakalandığı zaman da: '-Ben kumarın kötülüklerini yakından tetkik ediyordum.' diyebilecek kadar utanmaz bir şarlatandır bu!..''
19 Ocak 1962, Bir Kudurganı İtlâf, Dünya gazetesiKitabı okudu
''Para hiçbir zaman haysiyetin alametifarikası değildir.''
Sayfa 270 - Çetin Altan, 8 Şubat 1961, MilliyetKitabı okudu
''Kemalizmin hiçbir yabancı propaganda tarafından ürkütülemeyecek kadar kudretli ve sağlam olduğuna inanıyoruz. Yoksa sadece mevhum faşizm propagandacılarına karşı değil, aynı zamanda senelerden beri sinsi bir şekilde içimizde çalışan teşkilatlı, müseccel komünist yardakçılarına karşı da savaş açardık.''
''Yabancı propagandalar dünyanın her memleketinde az çok kök salabilirler, Türkiye'de salamazlar. Bütün Türk milleti bu yolda yabancı tesirlere karşı aşılıdır. Bize sirayet ettirilmek istenilen hastalığın en acı şekillerini çektik. Vücudumuzda bu nevi mikroplara karşı tam bir muafiyet hâsıl olmuştur...''
Sayfa 115 - Sabiha SertelKitabı okudu
Reklam
Akla En Yatkın Dava
''Bildiğimiz bir şey varsa o da Türkiye'de muvaffakıyetle yürüyebilecek bir tek dava bulunduğudur: O da öz Türk davasıdır.''
Sayfa 115 - Sabiha SertelKitabı okudu
''Eğer hakîkaten faşizmin bu memlekete gelmesini istemiyorsak, medenî cesaret gösterip demokrasinin düşmanlarını teşhir etmeliyiz, bundan inkişaf imkânı vermemeliyiz. Faşizm her şeyden evvel küçük millet istiklâllerinin, demokrasinin düşmanıdır. Hadisat bugün o kadar tebellür etmiştir ki, korkak siyasetlerle susmak, onlara bugün hazırlanmak, yarın yüksek konuşmak imkânlarını verir.''
Sayfa 114 - Sabiha SertelKitabı okudu
''Bugün Türkiye'nin birinci davasının millî istiklâl ve demokrasi olduğuna şüphe yok... Faşizm cereyanı, ne hükûmet mehafili ne de halk sırasında sevilmiş ve benimsenmiş bir şey değildir.''
Sayfa 113 - Sabiha SertelKitabı okudu
554 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.