1960 istanbul doğumlu yazar robert kolejini bitirdikten sonra italya ve amerikada tarih okumuş, harvard universitesinde yakın doğu tarihi masteri yapmıştır. columbia universitesinde mba de yaptıktan sonra 1985 yılında yurda dönerek babasının işlerinin başına geçmiştir.1995 yılında bütün işlerini tasfiye ederek yazarlığa başlamış. iş dünyasından ne kadar tiksindiğini anlatan genç bir işadamına adlı 22.baskısına sahip olduğum eserinden sonra cesaretini bir nebze daha arttırarak şeytanın fısıldadıklarını yazmış,bir fenomen olmayı başarmıştır da... şimdi nerelerdedir, iki atımlık barutu mu vardır artık bizi niye kendinden mahrum etmiştir sorularıyla anılır.
“Üniversite mezunu bir genç, iş hayatına başlamadan önce fal baktırmaya gitmiş. “On beş sene eziyet çekeceksin çocuğum,” demiş falcı.
“Ya sonra? Ya sonra?” diye ümitlenmiş çocuk.
“Sonra” demiş, “Alışıyorsun.”
Kadınların en çekici yaşları otuz beş-kırk beş arasıdır. Çünkü bu yaşlarda koca ile ilgili hiç bir endişeleri yoktur. Ya koca aramamaktadır, ya kocasıyla mutludur, ya da kocasından bıkmıştır.
Aşk bir meydan muharebesidir...
her yanı ateştir,bıçaktır,nal sesleridir ama olağanüstü guzeldir.
Dört nala koşan atlar kadar güzeldir.
Dağlar,gökler ve atlar .
Haykırarak birbirine kavuşan ordular.
Ve bütün ihtişamı ile orta çağlar.
Aşk ise bunların buluştuğu yerdir.
Lev Tolstoy ‘a göreyse, mutluluk; vahşi batının kovboyları gibi tek başına aranılan bir şey değildir. Kişi başkalarını mutlu ettiği müddetçe mutlu olabilir ...
Şeytan bazen gerçekten fısıldıyor, değil mi?
Peki siz o fısıltıları dinlemeye hazır mısınız?
"Meleklerin ninnileriyle mi büyütüldünüz? ..... İşte o zaman Şeytan'ın fısıldadıklarını çok daha iyi duyabilirsiniz."
"Samimi insanlar can sıkarlar. Neden mi? Oyun oynamasını bilmezler. .....
Bu yüzden samimi kadınlar yalnız kalırlar, çünkü onlarla fikir ve duygu alışverişi yapılır ancak. Kırıştırılmaz."
"Sevginin karşıtı nefrettir diyorlar. Hayır. Sevginin karşıtı nefret değildir, yalandır."
Aslında kimse bir günde nefret etmez, nefret süre ister.
"Tarihte kötü, hiç bu çağdaki kadar nazik olmamıştı."
Bu sözün altına imzamı atmak istiyorum. Naziklik insanların gözünde kötüyü bile iyi kılıyor..
Kitabı okurken içimden “şeytana hak verdiğime inanamıyorum” dedim.
Yer yer kahkaha attığım, bazı yerlerinde kaş çatarak okuduğum şahane bir kitap. Çünkü hem eğlendiriyor hem düşündürüyor hem de bilgilendiriyor ve en önemlisi insanı şüphelere gark ediyor. Okurken keyif alacağınıza inandığım bir eser. Kitapla kalın..
Aşk,Seks,İhanet,Ahlak,Statü,Orospular,Çapkınlar,Para,Haz,Evlenmek ve Boşanmak gibi birçok konuya değinmiş.Aforizmalar da diyebilirim,tavsiyeler de.Kullandığı dil keskin,ironik ama yalın.Argo ifadeler oldukça fazla ki konu başlıklarına bakacak olursak normal diyebiliriz :)
Bazı düşüncelerine katılmasam da çoğunlukla adam haklı dedim.Gerçekleri
Not: Alıntılarla birlikte inceleme yapacağım.
Şeytan bazen gerçekten fısıldıyor, değil mi? Bazı insanlar inanışına göre böyle söyler, bazıları da içindeki sesleri melek şeytan diye ayırır. İyi şeyleri melek söyler, kötü şeyleri şeytan. Fakat dini, inanışı ne olursa olsun, bu kitaba göre yanılıyorlar. Her biri. Şeytan sadece gerçeği söyler. Dünya pis, şeytan sadece ayak uydurur. Şeytan, kuralına göre oynar oyunu. Bunu yapan insanları biz kötü insan olarak algılarız. Aslında normaldir bu.
"Çünkü nankörlük dürüstlüktür. Çünkü nankör her zaman haklıdır."
Nankörlük kötü olarak bilinir, doğruları söyledikleri için. Oysa nankörlerin haklı olduğunu ne kadar düşünmüşüzdür?
"Sevginin karşıtı nefrettir diyorlar. Hayır. Sevginin karşıtı nefret değildir, yalandır."
Kesinlikle öyledir. İnsanlar sevgi bitince yalan söyler. Sevmeye devam ettiğini sanar. Buna nefret demezler. Sonra bir anda nefret oluştu sanarlar. Bu yüzdendir insanların sevdikleriyle bir günde ayrılması. Aslında kimse bir günde nefret etmez, nefret süre ister. O sadece yalandır. Uzun zamandır yalan vardır ortada.
Son alıntım.
"Tarihte kötü, hiç bu çağdaki kadar nazik olmamıştı."
Altına imzamı atmak isterdim. Kötü, altın tepside sunuluyor şimdi bize. Her kötüyü iyi sanmamız, bu yüzden. Naziklik, kötüyü iyi kılıyor. Kötü kandırıyor. Biz de inanıyoruz.
Okuduğunuz için teşekkürler, keyifli okumalar dilerim.