Hera da kocası Zeus gibi göklere hâkim kudretli kadınmış. Bulutlara, fırtınalara hükmeder, insanların yaşamlarını düzenlermiş. Anaları her zaman korumuş, doğum yapan kadınların yardımcısı olmuştur. Evliliğin kutsal yasalarını çiğneyenlere ise son derece acımasız davranmış, eşlerini aldatanları cezalandırmıştır. Bu yüzden de Zeus ile ilişkiye giren kadınların peşlerini bırakmamış, er veya geç onların hiç birisi Hera'nın gazabından kurtulamamıştır.
" Sen, esirliğim ve hürriyetimsin
Çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin
Sen, memleketimsin.
Sen ela gözlerinde yeşil hareler
Sen büyük, güzel ve muzaffer
Ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin..."
Nazım' ın Yakup Kadri'ye yazdığı şiir
" Halka ahmak diyen sensin
Halkın soyulmuş derisinden
Sırtına frak giyen sensin.
Yala,bal tutan beş parmağını
Beş çürük muz gibi
Homurdanarak dolaş besili bir domuz gibi ..."
" Bir tanem !
Son mektubunda; başım sızlıyor,
Yüreğim sersem yaşayamam diyorsun!
Yaşarsın karıcığım!
Kara bir duman gibi dağılır
Hatıram rüzgarda!
Yaşarsın kalbimin kızıl saçlı bacısı!
En fazla bir yıl sürer
Yirminci asırlarda ölüm sancısı..."
Gorgolardan olan Medusa baktığı yeri taşa çeviren korkunç bir yaratıktır. Heykellerinden anlaşılacağı gibi kocaman bir yüzü, iri gözleri, yassı burnu ve oldukça iri kulakları varmış. Ağzında da kocaman dişleriyle önüne geleni parçalıyormuş. Başında ise saç yerine yılanlar bulunuyormuş. Kızdığında korkunç sesler çıkararak kendsine bakma gafletinde bulunanları anında taşa dönüştürmesi en büyük özelligiymiş . Bu yüzden de yanına hiç kimse yaklaşamazmış. Perseus onun kafasını kesince akan kanlarından Pegasus ile Khrysaor dünyaya gelmiştir.
Nazım'dan Vera'ya ...
" İçimde mis kokulu
Kızıl bir gül gibi duruyor zaman.
Bugün cumaymış yarın cumartesiymiş,
Çoğum gitmiş azım kalmış, umurumda değil..."